15 Mayıs 2008 Perşembe

Köylü Ne Yapsın?



Köy, nüfusu iki binden aşağı olan, cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde oturan, kanunla kendisine verilen işleri yapan bir tüzel kişilik olarak tanımlanır. (442 Sayılı Köy Kanunu)

Köylü çiftçi demek değildir. Ancak Türkiye topraklarının büyük çoğunluğu tarıma dayalı olduğu için köylüden ziyade çiftçi devletin öncelikli muhataplarındandır.

Gerçek üretici olan "Köylü milletin efendisi"ydi. Ama artık T.C. yasalarının üstünde( henüz değilse bile bu yöndeki kararlılığımızı gösteren imzalar atılmıştır)  görülen Avrupa Birliği Müktesebatına göre köylüler "HALLEDİLMESİ"  gerekli zümrelerdir.

AB politikaları sayesinde kendi toprağınızın üzerinde gerçek bir üretici olup efendi gibi yaşamak varken şimdi insanlarımız kentlere yığılıp, fabrikalarda, hizmet sektörlerinde birer amele olarak çalışmaktadır. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış döneminde olduğu gibiyiz şu an. 

Köyden kente göçün sebebi, yönünü şaşırmış devlet politikamızdır. AB istedi diye çiftçiye desteği kaldır, Gümrük duvarını kaldırarak sübvanse edilmiş dış tarım ürünlerini ithal et... Köylü kurtuluşu kente göçüp tabiri caizse "uşak" olmakta bulacaktır.
/Çetin KOŞAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder