19 Kasım 2007 Pazartesi

Eşşeklerin Aşkı Büyük Olur!



Hiçbirimiz eşek değiliz. Eşek bir hayvandır. Koca gözlü, koca kulaklı, şirin ve aptal bir hayvandır. Atgillerin uzaktan akrabasıdır. Merkebin hısmı, katırın ahbabıdır. Cinsî cibilliyeti budur. Biz eşek değiliz ve olamayız. Ama hepimiz eşşeğiz. Hem de ne eşşek! Çünkü bizim aşkımız büyük olur.

Kavuşamazsın aşk olur. Eşşeksen büyük aşk olur. Çünkü eşşeklerin aşkı büyük olur. Herkes aşık olur. Eşeklerde aşık olur. Ama sadece eşşekler duracağı yeri bilmezler. Benzer bir durum eşeklerde bir başka konuda görülür. Bazı eşeklerin taze yonca için yardan yuvarlandığı bilinir.

Ama sadece eşşekler yar için yoncaların arasında yuvarlanır gider. Çünkü eşekler bayırdan korkmaz, eşşekler de hayırdan… Eşekler hoşaftan, eşşekler huzurdan anlamaz. Daha doğrusu hazzetmez.

Eşek olana semer vuran çok olur, herkes bilir. Ama eşşek olana da mavi boncuk veren daha çok olur. Bunu sadece eşşekler bilmez! Eşşek olmak da böyle bir şeydir işte…

Önce aşık olursunuz, sonra maşuk olursunuz. Orada duramazsanız sonunda da eşşek olursunuz. Çoğu eşşek hayatın eşiğinde durur. Birçok kişi de hayatının eşiğindeki eşşekleri izleyerek, keyifle geçirir. Bir şey daha var; Eşek çüşten anlar.

Bu durum maalesef eşşek için geçerli değildir. Eşeğe “dürbbşşş” dediğinizde durur. Ama çoğu eşşek kendine çüş de dese, dürbbşşş de dese duramaz.

Eşeğin hayatı zordur. Sopa ve havuç arasına sıkışmış bir hayat yaşar. Hayatında yediği havucun sayısı sopadan fazlaysa, eşeğin hayatı iyi geçmiştir. Eşşeğin hayatı eşeğin hayatından zordur. Çünkü eşşeğin hayatında evet sayısı hayır sayısından fazla olsa bile, bilmiyorum sayısı kesinlikle ikisinin toplamından fazladır.

Leyleğin hayatı laklakla, eşeğin hayatı sabırla, eşşeğin hayatı ise anırmakla geçer. Çünkü eşşek eşekten daha çok anırır. Elbette anırana değil, anırtana da bakmak gerekir. Ama bu yazı bazı eşşekler hakkında ve bazı eşekler hakkında değildir.

Deniz kıyısında, oynaşan yakamozların önünde, rutubet sinmiş boş bir bankta, burnunu yükselen mehtaba uzatıp –biraz ızdırab biraz da efkâr ile- sadece eşşekler anırır. Eşeğin anırması ile eşşeğin anırması arasında “hicran” farkı vardır. Sadece eşşekler hicranla anırır.

Bir ortak nokta ise şudur; Eşeği anırtan da, eşşeği anırtan da keyifle anırtır. Muhtemeldir, eşek eşşeğin çektiği ezayı çekmez. O nedenle eşeklerin aşkı büyük olmaz, eşşeklerin aşkı büyük olur. Bunda da bir eşeklik yoktur; eşşeklik vardır. Başka bir ortak nokta daha vardır; Ne eşeğin gözyaşı ne de eşşeğin gözyaşı kimseyi üzmez. Bunu eşek de bilmez, eşşek de bilmez!

Başka bir ortak nokta ise şöyledir; eşeğe gücü yetmeyen semeri döver, eşşeğe herkesin gücü yeter, dilediği gibi döver. Eşşek bunu hak eder, çünkü eşşek eşek gibi sever. Aslında eşek sudan gelinceye kadar dövülmeyi de ziyâdesiyle hak eder. Hem eşek hem de eşşek ölünce eşek cennetine gider.

Bir eşşek, eşekliğe başladıktan sonra eşek cennetine gidene kadar eşekliğe devâm eder. O nedenle eşekleri seven ve çevresinde her zaman eşşek isteyenler, eşşeğini sağlam kazığa bağlarlar. Ne gitmesine ne de kalmasına izin vermezler.

Eşek de, eşşek de inatçıdır. Eşek yoncasından, eşşek aşkından vazgeçmez. Ölme eşşeğim, ölme!

Eşek ile eşşek arasında bir önemli fark vardır;

Eşeği düğüne çağırmışlar, “ya su lâzımdır ya da odun” demiş. Eşşeği düğüne çağırmışlar, “ne güzel, demek beni seviyormuş” demiş. Eşeğin hayâli marsıvan eşeği olmaktır. Şöyle iyisinden, kalitelisinden. Kadife ile karakaçan arası. Eşşeğin hayâli ise kulağını kestirip küheylan olmaktır. O nedenle çoğu eşşeğin kulağı kesiktir. Ama maatteessüf kendileri hâlâ eşşektir.

Eşek ölür semer kalır, eşşek ölür aşkı kalır. Atın ölümü arpadan, eşeğin ölümü taze yoncadan ve eşşeğin ölümü ise aşkının kahrından olur. Bir de sakın unutmayın; Eşeğim diyene semer vuran çok olur, eşşeğim diyene mavi boncuk veren bol bulunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder