18 Kasım 2007 Pazar

II.Meşrutiyet Dönemi Samsun'un İdari Yapılanması



II. MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE CANİK SANCAĞINDA İDARİ YAPILANMA

Yrd. Doç. Dr. Rıza KARAGÖZ / 19 Mayıs Üniv., Fen-Edebiyat Fak., Tarih bölümü Öğretim Üyesi

Giriş    
Mevcut tapu tahrir defterleri ışığında  Canik sancağı genel olarak bugünkü Bolaman - Alaçam arası ile güneyde Kavak arazisinin dahil olduğu bir alanı kapsamaktadır . Samsun’un Danişmendlilerle başlayan Türkleşmesi süreci ile beraber muhtelif devlet veya beylikler buraya sahip olmak için yoğun bir mücadele içersine girmişlerdir . Kösedağ Savaşı’nı (1243) takip eden dönemde, Canik ve Samsun’un da içinde yer aldığı Orta-Kuzey Anadolu bölgesi Candaroğulları ve Eretna Beylikleri arasında mücadele alanı oldu . XIV. Yüzyılın sonlarında Yıldırım Bayezıd yönetimindeki Osmanlı Devleti de bölgeyi hakimiyet altına almaya çalışan güçler arasına girdi. Yıldırım Bayezıd 1396’daki ilk seferinde Bafra’yı, 1398’den sonra ise o tarihte Kubadoğlu Cüneyd Bey’in elinde bulunan Samsun’u almak suretiyle Canik bölgesini Osmanlı Devleti’ne ilhak etti . Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezıd Timur’a yenilince Osmanlı idaresi altına alınmış olan Anadolu Beylikleri yeniden ihdas olundu. Bu arada Kubadoğulları Beyliği de canlanmış oldu ve daha önce Yıldırım’ın elinden kaçan Cüneyd Bey Samsun’a döndü . Tahminen 1417-1418’lerde Cüneyd Bey Niksar ve Çarşamba hakimi Taceddinoğulları tarafından öldürülünce Samsun yeniden kısa bir zaman için İsfendiyaroğullarının idaresine geçti . Nitekim 1420 yılında Rum Beylerbeyisi Biçeroğlu Hamza Bey tarafından muhasara edildiğinde Samsun kalesi İsfendiyaroğlu Hızır Bey’in elinde idi . Hızır Bey Samsun kalesini bizzat Çelebi Mehmet’e teslim etti . Böylece Samsun Osmanlıların eline geçmiş oldu. Bu arada Taceddinoğullarının elindeki Çarşamba-Niksar bölgesi de 1427’de Osmanlılara ilhak olundu.

Hülâsa edecek olursak Canik Osmanlılardan önce XIV. yüzyılın sonlarına kadar birkaç beyliğin idaresi altında parçalı bir siyasî yapı arzetmektedir. Bu durum bölgenin Osmanlılar tarafından kesin surette ilhak edilişine kadar (1427-1428)  bu şekilde devam etti. Osmanlılar Çelebi Mehmet ve II. Murat zamanlarında bölgeyi nihaî olarak idareleri altına aldılar.

XV. Yüzyılın ikinci yarısında yapılan sayımlara göre Canik, merkezi Amasya olan Şehzade sancağına dahil idi. Dolayısıyla bu tarihlerde Canik’in ‘sancak’ olarak idare edilmediğini söyleyebiliriz. Hatta bu tarihlerde Samsun ‘nahiye’ şeklinde kaydedilmişse de bu tabirin o tarihlerde, daha sonraki dönemlerdeki ‘kaza’ yerine kullanıldığı anlaşılmaktadır . Şu hâlde Canik başlangıçtan itibaren Rum beylerbeyiliğine (daha sonra Sivas eyaleti) bağlı olarak idare edilmekteydi. Tanzimat’a kadar sancağın bu idarî statüyü muhafaza ettiği anlaşılmaktadır. Bu dönem içinde sancağa bağlı kaza sayısında eksilme ve artışlar söz konusu olmakla beraber umumiyetle sancak sınırları aynı kaldı . XVI. yüzyıl ortalarına kadar nispeten istikrarını koruyan Canik  bundan sonra nüfusun artmasına paralel bir gelişim göstermektedir. XVII. Yüzyılın ortalarından itibaren Celâlî hareketlerinin olumsuz etkisi ile ciddî bir gerilemeye maruz kalan Samsun adeta bir köy görünümüne bürünmüştür . Bu durum XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam etti ve ancak Kırım Savaşı’nı (1853-1856) müteakip Samsun Karadeniz bölgesinin önemli bir kenti hâline gelmeye başladı.
(...)

Sonuç
Meşrutiyet yönetimi ile birlikte Osmanlı Devleti’nin idarî sisteminde bir takım değişikliklere gidildi. Bu çerçevede 1911-1914 yılları arasında Canik dahil olmak üzere toplam 14 sancak müstakil statüde idare olunmaya başlandı. Bu sayı 1916 yılında 21, TBMM’nin kurulduğu tarihte ise 17 idi. 1920 yılında Meclis bunlara ilâveten 21 müstakil sancak daha oluşturdu . 11 Ekim 1920’de Meclis’e müstakil sancaklara vilâyet unvanı verilmesi teklif edilmişse de Kanun-ı Esasî’ye muvafık olmadığı gerekçesiyle bu değişiklik yapılamadı. 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’na göre Türkiye vilâyet, kaza ve nahiye şeklinde kısımlara ayrıldı. İdarî taksimattaki bu değişikliğe uygun olarak müstakil ve mülhak sancaklar vilâyete dönüştürüldü. Bilâhare müstakil sancakların isimleri 1923 yılında vilâyete tahvil edildi . Meşrutiyet’in ilk yıllarından beri müstakil idare edilen Canik de Cumhuriyet’in ilânından birkaç gün evvel Ekim 1923’te vilâyet hâline getirildi .
           
Canik sancağı  Balkan ve Birinci Dünya Savaşları esnasında iç ve dış göçlere maruz kalan yerlerin başında geliyordu . Umumî Harp ve Mütareke yıllarında yoğun asayiş ihlâlleri ve çete faaliyetlerinin yaşandığı Samsun, 1924 yılında yapılan mübadele  ile demografik ve etnik yapısında önemli değişiklikleri yaşadıktan sonra olağan gelişim sürecini başlatabildi. Millî Mücadele’nin liderliğini yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’da bu amaçla ilk ayak bastığı yerin Samsun olması başlı başına Samsun’un tarihine önemli bir sayfa ilâve etti. İktisadî gelişimi, coğrafî elverişliliği ve ulaşım imkânlarının sağladığı avantajla bugün Samsun, Karadeniz kentlerinin en önemlisi hâline gelmiştir.
Geçmişten Geleceğe SAMSUN, Samsun Büyükşehir Belediyesi, 2006, Samsun, Sayfa:65-81

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder