
Hayvan Ekonomisi
Ekonomik açıdan köyümüzdeki hayvancılık mandıra türü bir yapıda değildir. Yani ticareti için yapılmamaktadır. Sığırlar, hayvansal ürün elde etmenin yanında gücünden faydalanmak için yetiştirilir. Her aile gücünden faydalanmak için mutlaka bir çift öküz edinir. Bunun yanında bir iki inek, hem süt, yoğurt, ayran vb. ürünleri için hem de hayvan neslinin bekası için yetiştirilir. Yavruları büyüdükçe ya da çoğaldıkça ihtiyaç fazlası olduğundan dolayı satılır. Bu satılan hayvanları alanlar dişilerini edinmek erkeklerini de çiftleştirip öküz yapmak için alırlar. Bazıları ise kasaplara satılır. Kasaplık hayvanlar genellikle yaşlı olanlarıdır. Bununla birlikte, huysuz vb. olup da öküz olamayacak danalar (erkek sığırlar) ile kısır düveler (dişi sığırlar) genç de olsalar kasaplık olarak elden çıkarılırlar.
Alım satım işlerini herkes kendisi yapar. Satmak istediği hayvana köyden ya da komşu köylerden talip çıkmazsa ilçeye götürülen hayvanlar burada kurulan hayvan pazarlarında satılmaya çalışılır. Yine bunun gibi, öküzünü ineğini değiştirmek, ya da yeni bir öküz ya da inek almak isteyen kişilerin de tek uğrak yeri bu pazardır. Tıpkı hafta günü pazara gidildiği gibi yine aynı günde yani Çarşamba günü kurulan hayvan pazarı, köprübaşı mahallesinde Uluçay’ın kenarına kurulmaktaydı. Hayvanların pazara sevki araçlarla değil yürüterek yapılır. Bunun için asfalt yol değil de Sarımsak, Gecekli, Evci ve Pergelli istikametinde kestirme yol izlenirdi.
Hayvan alım satımı ya da aracılık işlerinin yapan kişiye “tecir” denilmektedir. Köy içinde bu işi meslek haline getiren kimse yoktur. Ancak bu işlerden anlayan, ara sıra bu işi yapan kişiler de vardır.
Özellikle sütü için yetiştirilen sığır türleri eskiden “kara cins” denilen geleneksel türlerdi. İlçe Veterinerliğinden gelen baytarlar bu cinslerin daha iyi ürün veren “Jersey” türleriyle değiştirilmesi için her gün köye gelip modern yolarla “dölleme” yapmaktadırlar. Bu sayede elde edilen ineklerden elde edilen süt miktarı eskiye göre iki üç kat artmış durumdadır. Eski tür inekleri sağmak için köyde kullanılmakta olan bir iki litrelik “inek çanak”ları artık yetmez olmuş yerine “pakrak” ya da plastik kovalarla süt sağılmaya başlanmıştır.
Köyümüzdeki adıyla kömüş (manda) yetiştiriciliği yapılmamaktadır. (Züver’in) Mehmet koşar bir ara sığır öküzü yerine manda öküzü kullanıyordu. Bir ara Emin koşar da süt ve yoğurdu için dişi manda ediniyordu. Fakat günümüzde bunların hiç birisine rastlanmamaktadır.
Gücünden faydalanılmak için köyümüzde at, eşek ve katır gibi taşıyıcı hayvan yetiştirilmez. İhtiyaç duyan aileler satın alarak beli bir süre kullanır ve daha sonra elden çıkarırlar. Ancak küçüklüğümüzden beri Rıza ve Raif Yılmaz kardeşler tarla işleriyle uğraşamadıkları için eşek beslemekteydiler.
Küçükbaş hayvanlardan koyun ve keçi de aynı sığırlarda olduğu gibi bazı ailelerce yünü için yetiştirilir. Ama bakımı ayrı bir uğraş istediği için uzun süre yapılmayıp, kısa sürede elden çıkarılmaktadır.
Kümes hayvanlarını her aile mutlaka yetiştirir. Eti ve yumurtası için yetiştirilen ve horoz ve tavuklardan oluşan bu hayvanların bir kısmı da yine ek gelir sağlamak için tek tek pazarda satılmaktadır. Bazı aileler eti için yumurtasını satın alarak kuluçkaya yatmış “külük” tavuğun yumurtalarının yanına koyarak ördek yavrusu (şibik) elde ederler ve bunları özel olarak yetiştirirler. Bir yıl Nihat Ustaoğlu kaz yetiştirmişti. Bazı aileler de deneme mahiyetinde hindi yetiştirmişti. Özellikle kış günlerinde kesilip, etinden ve suyundan çeşitli yemekler yapılarak yenir.
1970’li yılların sonuna doğru Hamit Koşar ve Dursun yılmaz tarafından ev tavşanı yetiştiriciliği yapıldıysa da randıman alınmadığı için terkedilmiştir.
Eskiden beri birkaç kara kovan ile Cemal yılmaz tarafından sürdürülmekte olan arıcılık köyde yaygınlaşma eğilimi içindedir. Şadi Koşar, Adem koşar, Kemal Şen, Nemci Şen, Sadık Şen vb. üç beş kovanla bu işe koyulanlar arasındadır. Ticari amaçlı olmayan bu çalışmalar deneme halinde sürmektedir.
Köyümüzde kuşçuluk yoktur.
/Çetin KOŞAR
[Köy İncelemesi, Samsun, 1984 ]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder