31 Mart 2007 Cumartesi

Muhtarlarımız Sunay BAKİOĞLU



Muhtar Sunay BAKİOĞLU
Ve hemen arkasında Sedat ŞEN

Köy Öğretmeni



O bir Köy Öğretmeni.
Fedakâr, Cefakâr ve Vefakâr Öğretmenlerimizden biri.


Ben bir köy öğretmeniyim,
Anlımda ışık,
Gözlerimde nur...
Alıp götürmeyin beni şehirlere
Götürmeyin ne olur.

Ben bir köy öğretmeniyim,
Katıksız duygular içinde yaşarım.
Çıplak ayaklar basar yüreğime,
Onları tutar, okşarım.

Ben bir köy öğretmeniyim,
Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım,
Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde,
Dağlardan daha çok yücedir başım.

Ben bir köy öğretmeniyim,
Evlerde motif, dillerde destan
Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze,
Ve gönüllerde büyür vatan...

/Göktürk Mehmet UYTUN

Köylüler



Ben Adem KOŞAR'a bir merhaba diyeyim. Varın  diğerlerini siz söyleyin.

Sararmış Fotoğraflardan

Yukarköyden Karşı Mahalle ve Tokmak Hırmanı



Fikricüğün Bayırından Karanlık Dere ve Sancar


Ek Dersliklerden



Bir zamanlar Fevzi ŞEN öğretmen tarafından 4. sınıfı okuduğum ek derslik binamız. Şimdilerde, HALK EĞİTİM MERKEZİ tarafından MAKİNE NAKIŞI KURSU verilmektedir.

Akbulut İlköğretim Okulu



Yapım yılı 1967.

Bu okulumuz inşa edilmeden önce okula gitmek isteyenler şimdi Kışlakonak Köyü adını alan Gelemet Mahallesindeki okula giderdi. Okumak isteyenler diyorum çünkü, sabahları tırnak, üst-baş çamur kontrolüne ilaveten ilkokul öğrencilerinin (!) sakal tıraşı kontrolünden geçtiklerini hatırlıyorum.(Kimler mi? Hasbi'nin Mehmet, İlaz Selahattin'in Kemal)

Abim 2.sınıfa ben 1.sınıfa burada başladım. Sabahleyin, siyah önlük beyaz yakalıklarımızla okula geldiğimizde bizi kapıda bekleyen biri vardı; çizgili kıravatı ütülü elbisesiyle bizimle birlikte köyümüzü de eğitip aydınlatacak güneşimiz, sevgili İlköğretmenimiz Mustafa AÇIKGÖZ.

Öğretmen Lojmanı



Öğretmen Lojmanı ve  suyu içilemeyecek kadar tuzlu olan su kuyusu.

Akbulut Camii Şadırvanı



Kimi Bu Dünya İçin, Kimi Öteki Dünya İçin Yapar.
Hayır sahibinden Allah Razı Olsun. 

Akbulut Cami İç Mekan




Akbulut Köyü Camii

Camii'mize bu güzelliği hediye eden gencecik çocuklarımız. Yıllarını gurbet ellerde kahır çekerek geçiriyorlar ama ata toprağını unutmayıp ona sahip çıkıyorlar, onu yaşatıyorlar. (Yüce Allah her şeyi görendir, duyandır, bilendir. Allah onlardan Razı olsun. Geçmişlerine rahmet olsun.)

Onlar Erdi Rahmete. Ya biz!



Müsadenizle Dostlar.
Üçüncü Gurbette Perişan Olduk.

ÜÇÜNCÜ GURBET
Eskisinden de beter oldu halımız
Zehir oldu ekmeğimiz balımız
Dilimize hasret kaldı dilimiz
Üçüncü gurbette perişan olduk

Çile çeken onca canlar nerede
Kıymet bilen o insanlar nerede
Ah gardaşım ah acı tatlı geçen o günler nerede
Üçüncü gurbette perişan olduk
Şu yaban ellerde malamat olduk

Ayrıldık sıladan binbir hayalle
Aktı göz yaşımız karıştı sele
Büktü belimizi dert hicran çile
Üçüncü gurbette perişan olduk
Büktü belimizi dert hicran çile
Şu yaban ellerde malamat olduk

Yüklendik hasreti düştük yollara
Geldik mesken kurduk yaban ellere
Aldırmadık geçip giden yıllara
Üçüncü gurbette perişan olduk
Aldırmadık geçip giden yıllara
Şu yaban ellerde malamat olduk

Anayı babayı toprağa saldık
Bacıya gardaşa hasret kaldık
Ne çileler çektik ne günler gördük
Üçüncü gurbette perişan olduk

Dedeyi neneyi toprağa saldık
Emmiye dayıya hasret kaldık
Ne çileler çektik ne günler gördük
Üçüncü gurbette perişan olduk
Şu yaban ellerde malamat olduk

Kalplerde huzur yok ağızlarda tat
Duygular yok olmuş dostluklar berbat
Anayı babayı tanımaz evlat
Üçüncü gurbette perişan olduk
Anayı babayı tanımaz evlat
Şu yaban ellerde malamat olduk

Bülbülü koymuşlar altın kafese
Vatan vatan demiş nefes nefese
Selam olsun sıladaki herkese
Üçüncü gurbette perişan olduk
Selam olsun eşe dosda herkese
Şu yaban ellerde malamat olduk

Anayı babayı toprağa saldık
Bacıya gardaşa hasret kaldık
Ne çileler çektik ne günler gördük
Üçüncü gurbette perişan olduk

Dedeyi neneyi toprağa saldık
Emmiye dayıya hasret kaldık
Ne çileler çektik ne günler gördük
Üçüncü gurbette perişan olduk
Şu yaban ellerde malamat olduk
/Kıvırcık Ali

Kabirleri Nur, Mekanları Cennet Olsun



Kar ve Çiçekler.
Köy Kabristanlığından...

Kayışyeri Mezarlığından Karadeniz



Akbulut Köyü'nden

Köyümüzün Camii



Akbulut Köyü Camisi, Yapılış tarihi 1968
Hey gidi günler. Temeli yani atılmıştı. Üzerinde oynardık bir zamanlar.

Kore Gazimiz Rasim AY (Tokur Emmi)



 Tokur emmi, Ali Usta'nın Hasan ve Bilalcugun Bayram.
Bir pazar günü. Toplanan defne (taflan) yapraklarını satacaklar. Köye gelen tüccarın çetillikten dönmesini bekliyorlar.

30 Mart 2007 Cuma

Atasözlerimizden



Acı söz insanı gâvur eder.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
Aç ayı oynamaz.
Aç doyman, tok acıkmam demiş.
Aç gözünü, açarlar gözünü.
Aç kurt aslana saldırır.
Aç ambara sıçan düşmez.
Aç köpek fırın göçürür.
Aç tavuk rüyasında darı görür.
Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
Adam iş başında belli olur.
Adam olana bir söz yeter.
Adamın iyisi, alışverişte belli olur.
Ağlamayan çocuğa cicik verilmez.
Ağustos'ta beyni kaynayanın, zemheride kazanı kaynar.
Ak akçe kara gün içindir.
Akıl yaşta değil, baştadır.
Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını beğenmiş.
Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.
Akılsız kafanın cezasını ayaklar çeker.
Aklın yolu birdir.
Alacakla borç ödenmez.
Alçakta yatma sel alır, yüksekte yatma yel alır.
Allah doğrunun yardımcısıdır.
Allah'ını tanımayan atasını tanımaz.
Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste.
Almadan vermek Allah'a mahsustur.
Alnım ak yüzüm paktır.
Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.
Aslan yattığı yerden belli olur.
Akşam kızardı kurak, sabah kızardı çorak.
At   b..una gölge düştü, tembellere gayret düştü.
At binenin, kılıç kuşananın.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür adı kalır.
At pisliğine gölge düştü, tembellere gayret düştü.
At üstünde orak biçilmez.
Atasız uşak, yılarsız eşşek.
Ataş olmayan yerden duman çıkmaz.
Ataşa ataşla gidilmez.
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Attan düşen ölmemiş, eşekten düşen ölmüş.
Ayağını yorganına göre uzat.
Az veren candan çok veren maldan verir.
Az zamanda çok şey olur.
Bal tutan parmağını yalar.
Besle kargayı oysun gözünü.
Bey mi yaman, el mi yaman.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Biri yer bir bakar, kıyamet ondan kopar.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı.
Boyundan büyük işe kalkma.
Bugünün işini yarına bırakma.
Büyük balık küçük balığı yutar.
Can boğazdan gelir.
Canı yanan eşek atı geçer.
Çakaldan post, gâvurdan dost olmaz.
Çektiklerim Karadeniz’e köprü olur.
Çiğnemeden yutulmaz.
Çocukla çocuk olunmaz.
Çok konuşan çok yanılır.
Çok söyleme arsız, aç koyma hırsız olur.
Dağ adamı, öldürür sağ adamı.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Damlaya damlaya göl olur.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış.
Davul dengi dengine çalar.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Dayak cennetten çıkmadır.
Delinin biri kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.
Dereyi görmeden paçayı sıvama.
Dibi görünmeyen göle atlanmaz.
Dilin kemiği yok.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Dost başa, düşman ayağa bakar.
Dost gara günde belli olur.
Dosta düşmana nam olsun.
Dostluk başka, alış veriş başka.
Dünya kazan, ben kepçe.
Dünya yansa içinde bir kilimi yok.
Dünyada aç mezarı yok.
Düşmanın karınca bile olsa azımsama.
Eden bulur.
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
El elden üstündür.
El elin eşeğini türkü çığırarak arar.
Elçiye zeval olmaz.
Elden kalan kırk gün kalır.
Emanete hıyanet olmaz.
Emek olmadan yemek olmaz.
Erken öten horozun başını keserler.
Eşeğini sağlam kazığa bağla.
Etme bulma dünyası.
Ev alma komşu al.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Evi ev eden kadındır.
Evli evine tavuklar pinine.
Fazla mal göz çıkarmaz.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
Gemisini yüzdürene kaptan derler.
Gönüllü atın torbası boş kalmış
Gökte bulut, sen bu işi unut.
Görünen köy kılavuz istemez.
Göz görmüş gönül sevmiş.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Gül dikensiz, iş zahmetsiz olmaz.
Gülü seven dikenine katlanır.
Gün geçer kin geçmez.
Güvenme dostuna, kum doldurur postuna.
Hak deyince akan sular durur.
Hak yerini bulur.
Hamama giden terler.
Hatasız kul olmaz.
Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa.
Hazıra dağ dayanmaz.
Her horoz kendi çöplüğünde öter.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her tavuğun eti yenmez.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Herkes ektiğini biçer.
Herkesin ipiyle kuyuya inilmez.
Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.
İki ara, bir dere.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
İki fakir bir kilimde yatar, iki kral bir ülkede olmaz.
İnsanın gözünü toprak doyurur.
İp inceldiği yerden kopar.
İslam’ın şartı beş, altıncısı insaftır.
İt ite, itkuyruğuna buyurur.
İt ürür, kervan yürür.
İyi olacak hastanın ayağına doktor kendisi gelir.
İyilik et, denize at. Balık bilmezse Halik bilir.
İyilik yap, kötülük bul.
Kabahat ölende mi, öldürende mi?
Kanı kan ile yuğmazlar.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
Kaza geliyorum demez.
Kazan dibin kara, seninki benden kara.
Kazanmadan kazan kaynamaz.
Kefenin cebi yok.
Kel başa şimşir tarak.
Kel ölür sırma saçlı, kör ölür ela gözlü olur.
Kendi düşen ağlamaz.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
Kızın mı var, derdin var.
Kızına sahip çıkmazsan ya davulcuya ya da zurnacıya varır.
Kızını dövmeyen dizini döver
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Kork korkmazdan, kaç utanmazdan.
Köpekle dalaşacağına yolu dolaş.
Köprüyü geçene kadar eşeğe dayı diyeceksin.
Kör Allah'a nasıl bakarsa Allah 'ta ona öyle bakar.
Körle yatan şaşı kalkar.
Kötü söz sahibine aittir.
Köyün kepeği, köyün köpeğine yeter.
Kurt gerisini görmüş yara sanmış.
Kurt gitti koyun yaylaya çıktı.
Kurunun yanında yaş da yanar.
Külfetsiz nimet olmaz.
Laf lafı açar. Lafın ucu kaçar.
Lafla peynir gemisi yürümez.
Mal canın yongasıdır.
Meyvesi olan ağaç taşlanır.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Nam olsun, kâr olmasın.
Ne köy olur ne kasaba.
Nerede birlik orada dirlik.
Nerede çokluk orada ..kluk.
Nikâhta keramet vardır.
Olamayacak duaya amin denmez.
Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
Ölecek köpek cami havlusuna işer.
Ön teker nereye, arka teker oraya.
Paran kadar konuş.
Paran varsa cümle âlem kulun.
Parayı veren düdüğü çalar.
Rüzgâr eken fırtına biçer.
Sakla samanı gelir zamanı.
Söz ağızdan bir kere çıkar.
Söz gümüşse sükût altındır.
Söz sahibine batar.
Su içerken yılan bile dokunmaz.
Su testisi suyolunda kırılır.
Su uyur düşman uyumaz.
Suçu gelin etmişler, hiç kimse güvey olmamış.
Sükût ikrardan gelir.
Sürüden ayrılanı kurt kapar.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Taş yerinde ağırdır.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Tek elin nesi var. İki elin sesi var.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Tilki, tilkiliğini bildirinceye kadar tilkilik elden gider.
Tilkinin dönüp dolaşıp varacağı yer kürkçü dükkânıdır.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Tok bir kuzu yemiş.
Ununu elemiş eleğini asmış.
Uyan da balığa gidelim.
Üsküdar' da sabah oldu.
Vakit nakittir.
Yağmasa da gürler.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yanlış hesap Bağdat' tan döner.
Yaş kesen baş keser.
Yatan aslandan gezen tilki iyidir.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
Yazın yaşa kışın taşa oturma.
Yemek buldun giriş, İş buldun sıvış.
Yılanın dostluğu dereyi geçene kadardır.
Yoğurt buldum kaşık yok, kaşık buldum yoğurt yok.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.
Zora dağ dayanmaz.
Zorla güzellik olmaz.
Zorla köpek ava gitmez.
Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak daha iyidir.

Derleme: Çetin KOŞAR

20 Mart 2007 Salı

Köyümüzün Siyasi Konumu


Siyasi Konum


Samsun ili Alaçam ilçesine bağlı bir köydür. Muhtar ve İhtiyar Meclisince yöneltmektedir. Bir adet orman bekçisinin dışında herhangi bir güvenlik kuvveti yoktur. Gerektiğinde Alaçam İlçe Jandarma Karakolu bu ihtiyacı karşılamaktadır.


Denizden yüksekliği yaklaşık 500 metre, sahile uzaklığı ise 10 Km. ‘dir. Yüzölçümü 1000 metre kare olup ülke, il veya ilçe ile sınırı yoktur.


Kuzey ve Doğu yönünden başlayan ana yükselti üzerinde deve hörgücü misali iki tümsek üzerine kuruludur. Yerleşim bölgeleri bu yükseltilerde yüz yüzedir. İki yükseltinin birleştiği nokta köy merkezini teşkil eder. Köyün ana yolu buradan başlar. Bir ucu Kışlakonak Köyü’ne diğer bir ucu Karanlıkdere Mahallesinden geçerek Sancar Köyü’ne, diğer öteki ucu da Sarımsak Mahallesinden geçerek Gecekli Köyü’ne ulaşır. Köyün kültür merkezlerinden okul ve cami bu köy merkezindedir.


İdari bakımdan kendisine bağlı köyler şu şekilde sıralanır. Köyümüz oldukça geniş bir coğrafya üzerindedir. Siyasi haritada KIŞLAKONAK KÖYÜ olarak geçen köyümüz 2000’li yıllarda yeniden yapılanmaya gitmiş ve Gelemet Mahallesi “Kışlakonak Köyü” adını alarak muhtariyet kazanmıştır. Geriye kalan, Akbulut, Karanlıkdere, Çetirlik ve Sarımsak Mahalleleri “AKBULUT KÖYÜ” adı altında tek bir muhtarlıkla idare edilmektedir.


Komşu Köylerimiz; Gökçeboğaz, Kırıklı, Gecekli, Kapaklı, Sancar ve Kışlakonak’tır.


Gerek mahallesi olan köyler ve gerekse komşu köylerin hepsi hafif meyilli arazilerin üzerine kurulmuştur.

/Çetin KOŞAR