30 Kasım 2021 Salı

Köy Yorganı Ve Pskoloji

 



Köy yorganlarını bilirsiniz. Parlak renkli, işlemeli ve ağırdır. Sizi sarmalar. Uyurken üzerinizden düşmesi de pek kolay değildir. Yapılan araştırmalarda bu tarz ağır yorganların psikolojimize olumlu etki ettiği tespit edildi.
 
Son zamanlarda uluslararası deneylerde yapılan gözlemler ağır yorgan altında yatmanın stres bozuklukları, anksiyete, uykusuzluk sorunları ve daha birçok psikolojik hastalığa gerçekten de yarar sağladığını bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.
 
Konu üzerinde araştırma yapan bilim insanlarına göre, özellikle uyku öncesi vücut üzerinde hissedilen ve rahatsız edici olmayan bir kuvvet insanı oldukça hızlı bir şekilde sakinleştiriyor.
 
Bu etkinin çalışma prensibinin sarılma ile benzer olduğunu dile getiren araştırmacılar, anne kucağındayken sıkıca sarılan bebeklerin ağlamayı kesmenin altında yatan bilimsel nedeninin bu etki olduğunu söylüyorlar.
 
Işte bu noktada özellikle bebekken ağır bir yorganın altında yatarken huzurlu hissetmenizin nedeni ortaya çıkıyor. Yorganın üzerinizde yaptığı kuvvet ve sarılma hissi, anne kucağındaki güveni hatırlattığı için beyinde oksitosin salımını çoğaltarak size kendinizi huzurlu ve güvenli hissettiriyor.
 
Birbirinden bağımsız olarak yapılan araştırmalara göre vücut ağırlığının yüzde onu kadar ağırlıktaki bir yorganla yatmak gerçek manada parasempatik sinir sistemini harekete geçirerek güvenlik ve sakinlik hissi yaratarak stres, korku, sinir gibi duyguları azaltıyor.
 
Yani ortalama 60 kilo ağırlığında bir kişinin 6 kiloluk bir yorganla yatması depresyonu azaltıp  sinir sistemine fayda sağlayacak etkiler ortaya çıkartabiliyor.
 
Eskiden yün çırpar  yorgan dikerdi  annelerimiz...
 
Dişi koyun yününde olan maddî ve mânevî hassalar diğer yünlerde yoktur. Koyunların üzerine güneş doğmaz.
 
Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir. Evimizde yoğun kullandığımız, cep telefonu, modem, kumanda gibi elektronik cihazların yaydığı radyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesine mani olur yün. Bunun için bilhassa yorgan, yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına itina göstermeliyiz.
 
Koyun yünü dinlendiricidir ve rahat uyku sağlar. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur.
 
Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir.
 
Soğuğu geçirmez. Koyun yününden yapılan ürünler yazın serin, kışın sıcak tutma hususiyetine sahiptir. Yün yanmaz. Ateşe, aleve karşı dirençli ve dayanıklıdır. Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez. Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz.
 
Ağrıları alır. Bir çok romatizma ağrılarına iyi gelir.
 
Yün elektiriği ref eder. Yünden elektrik cereyanı geçmez, yalıtkandır. Çobanlar kepenek içinde yağmurdan, doludan, kardan, her türlü soğuktan müteessir olmadıkları gibi kepenek içinde iken yıldırım isabet etmez.
 
NETİCE
Yün yatakta yatamıyor, yün yorganla örtünemiyorsanız en azından; yün çorap, fânile, gömlek giymeli, yün eldiven takmalı. Yün kuşak muhakkak kullanılmalı.
 
/Ziynet Dereci EHLİ
https://www.facebook.com/groups/821727191627829/posts/1276618612805349/

24 Kasım 2021 Çarşamba

Akbulut Köylü Öğretmenlerimiz


Başta, öğretmenler öğretmeni ilköğretmenimiz Sayın Mustafa AÇIKGÖZ olmak üzere köyümüze emek vermiş bütün öğretmenlerimizle birlikte köyümüzden yetişmiş öğretmen ve köyümüz ailesine katılmış gelin öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
(Akbulut Köyü Facebook Grubu)
(İsimler Alfabetik Sıralanmıştır. Unutulanları lütfen bildiriniz.)
________________________________
Ahmet KOŞAR (Ömeroğlu)
Ali Faik BAK (Turgutoğlu)
Aynur KOŞAR (Ahmeteşi)
Ayten ŞEN (Fevzieşi)
Büşra KOŞAR (Metinkızı)
Cihan Bak (Nazifkızı)
Çetin KOŞAR (Salihoğlu)
Dilek Şen TETİK (Ayhankızı)
Eminegül Yaprak (Adilkızı)
Ezgi KOŞAR (Uğureşi)
Fatma Aydoğdu ŞEN (Samikızı)
Fevzi ŞEN (Ahmetoğlu)
Günay BAKİOĞLU (Ali Rızaoğlu)
Hamdi ÖZKURT (Rafetoğlu)
Harun ŞEN (Kadiroğlu)
Hasan ŞEN (Sadıkoğlu)
Kadriye Yılmaz (Ali Osmankızı)
Kazım YILMAZ (Seyfettinoğlu)
Kemal BAK (Hamitoğlu)
Mahbube F. KOŞAR (Muratcaneşi)
Meryem Aslan BAKİOĞLU (Günayeşi)
Muratcan KOŞAR (Çetinoğlu)
Neriman ÇELENK (Dursunkızı)
Tevfik DEMİR (Mehmetoğlu)
Özlem ŞEN (Hasankızı)
Sezgin AY (Bayramoğlu)
Zeki ŞEN (Nedimoğlu)

23 Kasım 2021 Salı

Molla M. Salih KOŞAR İcazet Aldı

Ali Düzenli Hocamızın Son Talebeleri

[ HABER ]
Köyümüz Koca Ömer sülalesinden Sefercüğün Salih'in torunu Salih Muratcan Koşar, Samsun Müftülüğü Emekli Baş Vaizi Ali Düzenli hocaefendiden aldıkları şer'i ilimler neticesinde Peygamber Efendimizden günümüze kadar gelen ilim silsilesine adını yazdırmaya layık görülerek İCAZET almıştır.
Gümüşhane Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi'nde başladığı Lisans eğitimini Samsun OMÜ, İlahiyat Fakültesi'nde tamamlayan S.Muratcan aynı zamanda Pedagojik Formasyon (Öğretmenlik Sertifikası) sahibidir.
Hâlen OMÜ, İlahiyat Fakültesi'nde Yüksek Lisans proğramına devam eden Salih Muratcan aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı Tokat ili Erbaa ilçe Müftülüğü din hizmetlerinde görev yapmaktadır.
Kendisini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
_____________________
NOT:
Molla (Farsça:ملا), İslamî ilâhiyat ve dinî yasa (fıkıh) üzerine eğitim almış din bilginidir. Molla terimi, İslam Dünyasında öncelikle din âlimlerine ait bir saygı terimi olarak anlaşılır.
Eğitimli bir molla İslami Eğitimleri ve İslami kanun ilmini, yani fıkıh ilmini almalıdır. Dinî eğitim, mollalık mevkiinin temel prensibidir.
Molla unvanı almış birçok insan, Osmanlı Devleti'nde önemli görevler almıştır. Molla Gürâni, Molla Hüsrev, Molla Yegan, Molla Şemsettin Fenari gibi molla unvanına sahip kişiler, Osmanlı Devleti'nde şeyhülislamlık görevini üstlenmişlerdir. Sait Molla ise Şûra-i Devlet üyesi, Adalet Bakanlığı Müsteşarı görevini almıştır.
Mollalar, İslam Hukuku (fıkıh), kelam, tasavvuf, sünnet, hadis, şeriye gibi ilimler üzerine fetva verebilirler. Kadılık yapabilirler. Günümüz ölçeğinde "Profesör" düzeyindedirler.

Molla M. Salih KOŞAR yazıyor...
Lisans eğitimimin ilk zamanlarında okumalarım esnasında "İmam-ı A'zam Ebu Hanife fıkıh ilmini hocası Hammad bin Ebi Süleyman'dan, Hammad da hocası İbrahim Nehai'den, Nehai de hocası Alkame'den, Alkame de hocası Abdullah bin Mesud'dan, Abdullah bin Mesud'da Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)'den bu ilmi tahsil etmiştir." ifadesi bende derin bir iz bırakmıştır. Hz. Muhammed'den Ebu Hanife'ye uzanan bu silsile, sanki zaman mefhumunu bir kenara bırakmış, Ebu Hanife'nin Peygamber efendimizden bizzat ders aldığı düşüncesini uyandırmıştır. İlmiyle ve ameliyle imamların a'zamı olarak kabul edilen Ebu Hanife, bu silsile ile peygamber efendimize ulaşmasına epey gıbta etmiştim. Bu benim için ulaşılması imkansız bir olay olarak zihnime yer etmişti.
30.10.2016 tarihinde ummadığım bir kapı açıldı. Yıllardır yaşadığım memleketimde adını ilk kez duyduğum bir hocaefendi ile tanışmak nasip oldu. Kendisinden ilim tahsil etmek adına bizi öğrencisi olarak kabul etmesini istedik. O da kendi hocasından tahsil ettiği ilmi bizlere Allah rızası adına karşılık beklemeden tüm gayretiyle aktarmayı kabul etti ve bu serüven başlamış oldu.
02.11.2016 tarihli Çarşamba günü, hocaefendi evinin kapılarını bizlere açtı. Dört yıl boyunca, haftada altı gün bizlere çeşitli şer'i ilimlerden gerek teorik gerek pratik birçok ders verdi. Talebelerine gaflet çökse dahi kendisi azimle ve heyecanla dersleri anlatmaya, şerhlere, haşiyelere dalmaya, demir leblebi denilen ibareleri kırmaya devam etti.
Elhamdülillah. 16.04.2020 tarihi itibari ile bu dönemin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Üstad'ım, kendi hocası Muhiddin Efendi'den okuduğu tüm eserleri bizlere okutmuş, önemli gördüğü kısımları da ekstradan bizlere mütalaa ettirmiştir. Nihayetinde bizleri layık görmüş ve Peygamber efendimizden günümüze uzanan ilim silsilesine adımızı eklemiştir. Bu sayede merakla imrendiğim molla ünvanı nasip olmuş, İmam-ı A'zam hazretlerine gıbta ettiğim, Peygamber efendimizden günümüze uzanan ilim silsilesine dahil olmamız takdir edilmiştir. Böylelikle ilim yolculuğumuzun ilk adımı Allah'ın izni ile nihayete ermiştir. Bundan sonraki süreçte istikametten ayrılmamak yüce Allah'a niyazımızdır.
Bu süreç boyunca başta bize ilim yolunda rehberlik eden, üstadım Samsun Emekli Başvaiz'i Ali DÜZENLİ hocama, akademi eğitimim süresince halimizi anlayan maddi ve manevi destek sağlayan 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyeleri bilhassa Rıza KORKMAZGÖZ ve İbrahim Hakkı İNAL hocalarıma ve elbette benden herhangi bir maddiyat beklemeksizin destekleyen kıymetli babam ve annem, Çetin ve Ayşe KOŞAR'a ve kardeşim Mustafa Emirhan KOŞAR'a, davetlerine yoğunluğum hasebiyle birçok kez icabet edememiş olmama rağmen beni hoşgörü ile karşılayan ağabeylerim ve dostlarıma, ve bu süreç boyunca birbirimize desteği bırakmaya rahle arkadaşlarıma teşekkürü borçbilirim.
Bu süre zarfında, üstadımız ve tahsil edilen ilme hürmeten, Allah'ın lütfu ile birçok saygıdeğer hoca ve saygıdeğer şahsiyetlerle tanışma fırsatı buldum. Keza adını zikredemediğim diğer hocalarımıza da teşekkürü borçbilirim. Ve elbette bu ilmi günümüze kadar ulaştıran nice alimlerden Yüce Allah razı olsun. Makamları Cennet olsun. Allah-u Teala'nın izni ile şefaatlerine nail olmak nasip olsun.
Hamdlerin hepsi Âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.