30 Kasım 2019 Cumartesi

Annelerimiz - Babalarımız

Allah'tır Hepimizi Yaratan.

Babamız Adem.
Anamız Havva.




“Onlara (anne-babana), merhametten kaynaklanan, alçak gönüllülük kanadını ger.
Ve: ‘Rabbim! Ben küçük iken onlar beni nasıl merhametle yetiştirdilerse, sen de onlara öylece merhamet et.’ de (diyerek dua et!)” (İsra, 17/24)




"İnsan öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak üç şey (barındıran amel defteri) bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk." (Dârimi, Mukaddime, 46)




                            






































27 Kasım 2019 Çarşamba

V A Y R U Z


FOTO: Ercan Yılmaz

Balyozla kazık çakan Celalin Cemaloğlu Sergen YILMAZ.


Tefik Yılmaz, bu fotoğrafa yaptığı bir yorumla, köyümüzde kullanılan fakat unutulmaya yüz tutmuş bir kelimeyi hatırlattı; "VARYOZ." Zaten Helengillerden ödünç aldığımız bir kelimeydi. Neyse, bu sayede ölmekten kurtarmış olduk zavallı varyozu.

Balyoz ile kardeş olan kelimemiz Türkçe sözlüklerimize de birlikte girmişlerdir. Ahmed Vefik Paşa, (Lehce-i Osmani-1876) Varyozu "Taşçıların ağır topuzu, demir tokmak, balyoz." olarak tanımlıyor. Yine, 1900 yılında basılan Kamus-u Türkî'de "Ağır Çekiç"; Mehmet Bahaeddin'in Yeni Türkçe Lügat-1924'de ise "İri Çekiç" olarak belirtilmiş.

Ancak bu kelimeyi biz köyde, "r-y" ve "z-s" harfleri yer değiştirmesi yaparak "vayroz", "vayruz", "vayrus" şeklinde kullanmaktaydık. Daha sonra kelime hazinemize "BALYOZ" girince bunu da "o-u" dönüşümü olarak "BALYUZ" şeklinde kullanır olduk.

Köyümüzde vayruzluk pek fazla işimiz olmazdı. Ancak usta olan ailelerde bulunabilirdi. 1970'li yıllarda eskiyen eski mimari, yani ahşap ağırlıklı konutlarımızı yıkıp yerine taş, tuğla ve betonlu yapmaya başlayınca temel taşlarını yontma ve biçimlendirme için daha çok kullanır olduk balyozu.

Taşlı tarlalarda ortaya çıkan taşların bazısı öyle büyük olurdu ki yerinden "kımıldatmak" bile imkânsızlaşır, tek çare onu varyozla parçalamak olurdu.

Varyozu kullandığımız bir başka alan ise odun olarak kullanılacak kalın ağaçları "yarmak" ve "paralama" işiydi. Bunun için bilek kalınlığında demir çivileri sıra sıra kütüğe varyozla vurarak çakar, bunlar yetersiz kaldığında benzer çivileri ağaçtan yapar, çakar kütüğü ortadan ikiye yararak ayırırdık.

Son bir kullanma alanımız da fotoğrafta görüldüğü gibi "DÜNYAYA KAZIK ÇAKMAK(!)" içindir. Odun etme zamanlarında dağdan çekip getirdiğimiz odunların hepsi yakacak için kullanılmaz, "gazugluk, cereglik" gibi uygun olanları ayrılır, "çalu" tutmak için hazırlanırdı. Haydi ince kazıkları kalın kazıkla çakardık ama kalın kazıkları çakmak için varyoz elzemdi. Kazık, tepesine tepesine inen varyoza karşı koyamaz, hele dibine azıcık su dökerek toprağı da ıslatmışsak toprağa çivi gibi saplanırdı.

Varyoz bir alet ismidir. Taş kırma, duvar yıkma, kök-kütük yarma, kazık çakma vb. işlerde kullanılan, çok iri, iki ucu düz, balta gibi uzun sapı olan 10-12 kg. ağırlığında demir çekiçe denmektedir. Bir başka ifadeyle "battal boy çekiç" diyebiliriz.

Tek farkla ki, bunun sapı oval değil yuvarlaktır. Balta ve kazma gibi tek yönlü kullanılan yani tek ağızlı aletlerin sapları yuvarlak olmayıp ovaldır, bir tarafı kalın bir tarafı ince olur. Ancak çift yönlü kullanılan ağızlara sahip olan çekiç, keser, kök kazması ve balyoz gibi aletlerin sapları yuvarlak olur ki ihtiyaç halinde kolayca ağız değiştirebilelim. Malumunuz olduğu üzere iki yüzlü insanlar da kolayca ağız değiştirirler!...

Argo edebiyatımızda varyoz "kalınkafalı, anlamaz-bilmez veya hoşgörüsüz" insanlar için de söylenir. Varyoz ayrıca "bir hakkı iptal için rüşvet olarak verilen şey, rüşvet anlamında da kullanılmaktadır.

Kuvvetli yumrukları benzetmek için en çok kullanılan nesne varyozdur. "Adamın kafasına yumruğunu balyoz gibi indirdi." Cümlesinde olduğu gibi.


Edebiyatımızda varyoz;

"Demircilik sanatında varyozcu olmak için hem kuvvet ister, hem ustalık." [Ahmet Midhat Efendi, Diplomalı Kız, Sayfa:11]

"Peki hanım, neden döğer seni bu adam? İyi varyoz sallarmış, düzayak olursa bir çırpıda elli lâğım ateşliyebilirmiş. [Fahri Erdinç, Destur Ya Sefalet, Sayfa:37]

Evliyâ Çelebi Seyahatnamesinde varyoz; "Cümle vilâyetlerde ne kadar taşkeş var ise pür-silâh olup ellerinde ferhâdî kazmaları ve küsküleri, varyosları, kamaları, kürekleri, küfeleri… "

Varyoz, vuruş ve savuruş tekniği bakımından "gürz"e benzetilir. Varyozdur bu savurdun mu, karşısında neye rastlarsa balyoz gibi ezer geçer.

Konu çatışmadan savaştan açılmışken gürz ve balyozdan başka diğer "ezici silahlar"dan bahsetmeden olmaz. Bunlar;Sopa, oklava, merdane, cemekli öndüre, cereg, gazuk, tokmak, küreğin sapı, kazmanın sapı, süpürgenin sapı, baltanın güblentüsü, küskü, daş ve diğerleridir.