GİRİŞ
Köy yerinde herkes bir birinin
akrabasıdır. Hatta bu akrabalık ilişkileri o kadar ileri gider ki akrabalar
arasında evlilik yoluyla akrabalık üstüne akrabalık bağı kurulur; akrabalar
arası evlilik yoluyla kardeşler dünür olunca, “amca ya da dayı- kayınbaba,”
“hala ya da yenge - kaynana”, “kuzen-
eş” oluverir. Böylesi durumlarda bir çocuğun teyzesi hem yengesi hem de
kaynanası gibi üç akrabalık unvanı taşıyabilmektedir. Bundan başka, aile öyle
bir büyür gelişir ki yeni nesil soyunu sopunu tanımaz, bir birlerine yabancı
gözüyle bakarlar. Bunun için yapılacak tek şey kişinin kendi soyunu öğrenip
bilmesidir. Bu bir övünme meselesi değil, Rabbimizin buyurduğu gibi “tanışmak” içindir.
Akrabalık sistemi, kan bağı ve evlilik
dediğimiz toplumsal anlaşma yoluyla gerçekleşir. Biri dikey(kan), diğeri yatay(evlilik)
oluşur. Yaşayan diller içinde özellikle Türkçemizde akrabalık adları önemli bir yer tutar. Bu da gösteriyor ki, sosyal
hayatımızın gelişmesinde akrabalığın büyük önemi vardır. Bu konuda ilk aklımıza
gelen akrabalar arasındaki maddi ve manevi “yardımlaşma ve dayanışma” dır. Ancak ne yazık ki kentleşme ile
birlikte akrabalık ilişkileri de zayıflamaya başlamıştır.
Hayatımızda canlı cansız bütün
varlıkları tanımlayabilmek için her birine ayrı bir isim veririz. Kavramları,
varlıkları tanıyabilmemiz, tanıtabilmemiz ve onları birbirlerinden
ayırabilmemiz için verdiğimiz her bir kelimeye “isim/ad” diyoruz.
Türkçe gramer kitaplarımızda, Ad/İsim
konusunda detaylı bilgiler bulabiliriz. Bu yazıdaki maksadımız, kitabi bilgiler
yerine, Akbulut Köyünde geleneksel olarak kullanılagelen “Akrabalık Adları” ve kullanış şekilleriyle ilgili bilgileri
paylaşmaktır.
TDK sözlüğünde Akraba, bir isim ve
hukuk terimi olarak; “Kan bağıyla
birbirine bağlı olan kimseler.” olarak tanımlanmaktadır. Akraba kelimesi
Arapça olup karip (yakın)
kelimesiyle aynı kökten türemiştir. 'Yakınlar'
demektir. “Akraba olma durumu temelde biyolojik ve
evrensel bir olgu olmasına rağmen akrabalık ve akrabalık ilişkileri toplum
tarafından bazı görevler atfedilen statü bildiren bir oluşum, sınırları
çizilmiş bir ilişki ağı ve toplumdan topluma önemi ve işlevi değişen bir kültür
öğesidir.” (Bade TABAR)
Aile, toplumun en küçük birimi olarak
kabul edilir. Aile denince genellikle bir evde oturan anne ve baba ile varsa
onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye "çekirdek aile" denir. Çekirdek
ailedeki çocukların evlenmesiyle de yeni bir çekirdek aile ortaya çıkar. Bunlar
bir hanede oturuyorsa “Geniş Aile”
denir. Ama aile sözcüğünün bundan daha geniş anlamı da vardır. Daha çok sayıda
akrabadan oluşan birimi, hatta bir soyu ya da sülaleyi tanımlamak için de aile
sözcüğü kullanılır.
Bunlar amcalar, halalar, yeğenler ve
evlilik bağıyla aileye katılmış dayı, teyze, yenge ve enişte gibi kişilerdir.
Bütün bunlar bize, "aile"
kavramının her zaman evliliğe ya da ortak atalara dayalı ilişkileri kapsadığını
göstermektedir. Bu noktadan bakıldığında, akrabalık isimlerini Soy hısımlığı (akrabalık), kayın hısımlığı (bir evlilik bağından
doğan hısımlık) ve evlat edinmeden doğan hısımlık olmak üzere üç türe; “Kan”,
“Evlilik” ve “Diğer” yollarla olmak üzere üç temel gruba ayırabiliriz.
KAN
YOLUYLA AKRABALIK İSİMLERİ: Dede, Nine, Baba, Anne, Çocuk, Amca, Hala, Abi,
Abla, Oğul, Kız, Kuzen, Torun, Evlat (döl, döş, tohum), Nesil, Ecdat, Ata,
Kavim, Kabile…
EVLİLİK
YOLUYLA AKRABALIK İSİMLERİ: Dede, Nine, Koca, Karı, Kaynata, Kaynana, Dayı,
Teyze, Enişte, Yenge, Kayın birader, Baldız, Görümce, Bacanak, Elti, Damat,
Gelin, Dünür, Kayınço…
DİĞER
YOLLA AKRABALIK İSİMLERİ: Evlatlık, Üvey (ana, baba, evlat), Analık,
Babalık, Atalık, Kardaşlık…
KAN
BAĞI TERİMLERİ:
Kardeş (kibar), Soydaş, Soy-sop, Aşiret, Sülale, Zürriyet, Kuşak, Cins, Köken,
Sabi, Veled, Yakın, Halk, Millet, Yabancı, Yakın akraba, Uzak akraba-dededaş,
Hemşeri…
EVLİLİK
BAĞI TERİMLERİ:
Kayın-kadın, Kaynana, Kaynata, Dünür, Dürşü, Görücü, Güvey, Baba evi, Ana evi,
Ana kucağı, Baba ocağı, Sıhriyyet, Düğürşü, Düğürcü…
Akrabalık adlarının tasnifi ile ilgili
çalışmaların sayısı oldukça fazladır. “Türkçe, akrabalık bildiren sözcükler
bakımından dünyanın en zengin dillerinden biridir.” diyen Selim Emiroğlu bir çalışmasında
Türkçe Sözlükteki akrabalık adlarıyla ilgili 150 kadar sözcüğü 13 farklı başlık
altında değerlendirmiştir.
1. Eş Anlamlılık Bakımından Akrabalık
Adları
2. Yaşa Bağlı Büyüklük Küçüklük
Bakımından Akrabalık Adları
3. Cinsiyet Bakımından Akrabalık
Adları
4. Akrabaların Birbirine Yakınlık
Dereceleri Bakımından Akrabalık Adları
5. Öz Üvey Olma Durumuna Göre
Akrabalık Adları
6. Kültürel Yakınlaşma ve Geleneklere
Göre Akrabalık Adları
7. Kadına ve Erkeğe Göre Akrabalık
Adları
8. Baba, Anne ve Kardeşler Tarafından
Oluşmasına Göre Akrabalık Adları
9. Medeni Duruma Göre Akrabalık Adları
10. Birden Fazla Akrabalık Durumunu
Karşılamasına Göre Akrabalık Adları
11. Çokluk ve Teklik Anlamıyla
Kullanımına Göre Akrabalık Adları
12. Yapı Bakımından Akrabalık Adları
13. Türkçe, Yabancı ve Karışık Olma
Durumuna Göre Akrabalık Adları
ALFABETİK SIRAYA GÖRE AKRABALIK İSİMLERİ
Aba: Abla, Abula,
Cice.
Abi: Büyük Erkek
Kardeş, Ağabey.
Abla: Büyük Kız Kardeş,
Abula, Cice.
Abula: Abla, Cice.
Adam: Herif, Eş,
Koca.
Abey: Abi, Ağabey.
Aga: Abi, Ağabey.
Ağa: Bey, Ağabey,
Koca.
Ağabey: Büyük Erkek
Kardeş, Abi.
Ahretlik: Birbirleriyle
İyi Anlaşan, (kafa dengi) Kadınların Birbirlerine Hitabı.
Amca: Babanın Erkek
Kardeşi, Emmi, Emice.
Amca
(-kızı –oğlu): Amcanın çocukları.
Ana: Anne.
Analık: Eşin Annesi,
Kayın Valide, Üvey Ana.
Anne: Çocuğu Olan
Kadın, Ana.
Anneanne: Annenin
Annesi.
Ata: Baba Ve Dede
Gibi, Kişinin Geçmişte Yaşamış Olan Büyükleri, Ced.
Avrat: Kadın, Karı,
Eş.
Baba: Çocuğu Olan
Erkek.
Babaanne: Babanın Annesi.
Babalık: Üvey Baba,
Eşin Babası, Kaynata.
Bacanak: Kız
Kardeşlerin Her Bir Kocası.
Bacı: Kız Kardeş.
Baldız: Erkeğe Göre
Eşinin Kız Kardeşi.
Balduz: Baldız
Besleme: Evlatlık
Olarak Alınarak Ev İşlerinde Çalıştırılan Kız.
Bey: Eş, Koca.
Bilader: Erkek Kardeş.
Buba: Baba
Buva: Baba
Büyükana: Büyükanne.
Büyükanne: Nine.
Büyükbaba: Dede.
Ced: Dede, Ata.
Cice: Abla
Cicianne: Üvey Anne.
Çocuk: Küçük Yaştaki
Erkek Veya Kız.
Çoluk
Çocuk:
Hane
Halkı.
Damat: Büyüklere Göre
Kızın Kocası, Güveyi.
Dayı
Oğlu:
Dayının
Oğlu.
Dayı: Annenin Erkek
Kardeşi.
Dayı
(-kızı –oğlu) : Dayının çocukları.
Dede: Torunu Olan
Erkek, Büyükbaba.
Deze: Teyze
Döl
Döş:
Çocuklar
Ve Torunlar, Soy Sop.
Dünür: Eşlerin Baba
Ve Analarının Birbirlerine Göre Durumu.
Düğür: Eşlerin
babalarının Birbirlerine Göre Durumu.
Dürşü: Eşlerin
Annelerinin Birbirlerine Göre Durumu.
Ebe: Doğum Yaptıran
Kadın.
Ecdat: Geçmişteki
Büyükler, Atalar.
Efendi: Koca.
Elkızı: Gelin, Kadın,
Eş.
Elti: Kadına Göre
Kocasının Erkek Kardeşlerinin Eşlerinden Her Biri.
Emice: amca
Emmi: Amca.
Emmi
(-kızı, -oğlu): Emmi çocukları
Enişte: Bir Kimsenin
Kız Kardeşinin Veya Kadın Hısımlarından Birinin Kocası.
Enişde: Enişte
Er: Koca.
Erkek: Koca.
Eş: Karı Kocadan
Her Biri, Hayat Arkadaşı.
Evlat: Bir Kimsenin
Oğlu Veya Kızı, Çocuk.
Evlatlık: Küçük Yaşta
Eve Alınıp Yetiştirilen Kimse.
Gayınna: Kaynana.
Gelin: Aileye Evlenme
Yoluyla Girmiş Olan Kadın.
Gız: Kız
Görümce: Kadına Göre
Kocasının Kız Kardeşi.
Güveyi: Damat.
Hala: Babanın Kız
Kardeşi.
Hala
(-kızı, -oğlu) : Halanın
çocukları
Hanım: Kadın, Eş.
Hatun: Eş, Zevce.
Hemşire: Kız Kardeş,
Bacı.
Herif: Evin Erkeği.
İçguyo: Eşinin
Ailesinin Evinde Oturan Damat, İç Güveyi.
İhtiyar: Baba Veya Anne.
İkiz
:
Aynı
anda doğan kardeş çocuklar.
İnge: Abi, Amca ya da
Dayının Karısı.
Kadın: Eş
Kardeş: Aynı Anne
Babadan Doğmuş Olan Çocuklar, gardaş.
Karı: Bir Erkeğin
Evlenmiş Olduğu Kadın, Eş, Zevce.
Karındaş: Kardeş.
Kaşık
Düşmanı:
Eş,
Karı.
Kayın: Kadın veya
Koca tarafından akraba.
Kayınbaba: Kaynata.
Kayınbirader: Kayın.
Kayınço: Kayınbirader.
Kayınpeder: Kaynata.
Kayınvalide: Kaynana.
Kaynana: Kocaya Veya
Kadına Göre Birbirlerinin Annesi, Kayınvalide, Cicianne.
Kaynata: Kocaya Veya
Kadına Göre Birbirlerinin Babası, Kayınbaba, Kayınpeder, Babalık.
Kız
Kardeş:
Bir
Kimsenin Bayan Kardeşi.
Kız: Dişi Çocuk.
Koca: Bir Kadının
Evlenmiş Olduğu Erkek, Eş.
Kocakarı: Yaşlı Kadın.
Köroğlu-Ayvaz
:
Yaşlı,
Yalnız Karı-Koca.
Kuma: Aynı Erkekle
Evli Olan Kadınların Birbirine Göre Adı, Ortak.
Moruk: Gençlere Göre
Yaşlı Anne, Baba.
Nine: Torunu Olan
Kadın, Büyükanne, Nene.
Oğlan: Erkek Çocuk.
Oğul
Uşak:
Çocuklar
Ve Torunlar.
Oğul: Erkek Evlat.
Ortak: Kuma.
Öz
Kardeş:
Ana
Babaları Bir Olan Kardeşlerden Her Biri.
Sabi: Küçük Çocuk.
Sağdıç: Düğünde Gelin veya
Damada Kılavuzluk Eden Kimse.
Sağduç: Sağdıç.
Sübyan: Çocuklar.
Süt
Kardeşi:
Aynı
Kadından Süt Emmiş, Kardeş Olmayan Çocukların Her Biri.
Sütanne: Bir Çocuğun,
Annesi Dışında Sütünü Emmiş Olduğu Kadın, Sütana, Sütnine.
Tekne Kazıntısı: Ailenin Son çocuğu.
Tekne Kazıntısı: Ailenin Son çocuğu.
Teyze: Annenin Kız
Kardeşi, Ana Yarısı.
Teyze
(-kızı, -oğlu): Teyzenin çocukları.
Tıfıl: Küçük Çocuk.
Torun: Bir Kimseye
Göre Çocuğunun Çocuğu.
Uşak: Çocuk, Evlat.
Üvey
Anne:
Öz
Olmayan Anne, Analık, Üvey Ana, Cicianne.
Üvey
Baba:
Öz
Olmayan Baba, Babalık.
Üvey
Kardeş:
Anaları
Veya Babaları Ayrı Olan Kardeşlerden Her Biri.
Valide: Anne.
Velet: Oğul, Çocuk.
Yavru: Çocuk, Evlat.
Yeğen: Birine Göre,
Kardeş, Amca, Hala, Dayı veya Teyzenin Çocuğu.
Yenge: Bir Kimsenin
Kardeşinin, Dayısının veya Amcasının Karısı.
Zevce: Karı.
ATASÖZÜ VE DEYİMLERİMİZDE AKRABALIK
İSİMLERİ
Atasözlerini, eski kuşakların
denemelerinden kalma, yol gösterici, akıl verici yargı ve öğüt yüklü, özlü,
kısa, uyaklı, benzer, karşıt anlamlı, eş sesli sözcüklerle sözcük oyunlarından
oluşabilen halk anlatımı olarak tanımlayabiliriz. Atasözleri başta bir kişi
tarafından söylenmiş olsa da zaman içerisinde değişerek yaygınlaşmış ve son
haliyle anonimleşmiştir. Bu süreçte günümüze kadar ulaşabilmesi de ancak
çoğunluğu yansıtması ve genelin kabulüyle mümkündür ki bir milletin dünya görüşünü,
toplumsal kurallarını; kısacası yaşam biçimine dair her türlü özelliği
atasözlerinde bulmak mümkündür.
Adam ol adam baban gibi, eşşek olma.
Ağlamayan çocuğa meme verilmez.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
Akıllı düşününceye kadar; deli, oğlunu
everir.
Akraba çıkmak.
Akraba değil akbaba.
Akraba ile ye iç, alışveriş etme.
Akrabanın akrabaya akrep etmez
ettiğini.
Allah analı babalı büyütsün.
Allah kardeşi kardeş yaratmış,
kesesini ayrı yaratmış.
Amca baba yarısı.
Ana kucağı.
Ana baba duasını almış.
Ana besler hurmayla, eloğlu karşılar
yarmayla.
Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar
olmaz.
Ananın bahtı kızına.
Anası ne ise danası da odur.
Anasına bak kızını al, kenarına bak
bezini al.
Atasını tanımayan Allah’ını tanımaz.
Atasız uşak, yularsız eşek (gibidir).
Avrat var yuva yapar, avrat var yuva
yıkar.
Avradı kötü olanın sakalı tez ağarır.
Ayı yavrusunu severken öldürmüş.
Azrail gelince oğul, uşak sormaz.
Baba ocağı.
Bir baba dokuz oğula bakar, dokuz oğul
bir babaya bakamaz.
Bizim oğlan bina okur, döner döner bir
daha okur.
Çocuk gibi.
Çocuk çocukluğunu, büyük büyüklüğünü
bilmeli.
Çocuğa iş buyur, peşinden kendin git.
Çocuk düşe kalka büyür.
Çocuk dokuzunda ne ise doksanında da
odur.
Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar.
Çocuksuz kadın meyvesiz ağaç gibidir.
Çocukla çocuk, büyükle büyük ol.
Çocuktan al haberi.
Doğmadık çocuğa don biçilmez.
Ekmek mayadan, kız anadan.
El ağzına bakan, karısını tez boşar.
Erkeksiz ev, yelkensiz gemiye benzer.
Erkeğin kalbine giden yol midesinden
geçer.
Erkekliğe sığmamak.
Evi ev eden avrat (kadın), yurdu şen
eden devlet(ata).
Evlat acısı içler acısı.
Evladın mı var, derdin var.
Evli evine köylü köyüne.
Geline “oyna” demişler, “yerim dar”
demiş.
Gelini ata bindirmişler, “ya nasip”
demiş.
Giden gelse dedem gelirdi.
Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş çükünü
koparmış.
Gökyüzünde düğün var deseler kadınlar
merdiven kurmaya kalkar.
Her sakallıyı baban mı sanırsın?
İç güveysinden hallice.
İki karılı bitten; iki analı sütten
ölür.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat
rezil eder.
Kaçanın anası ağlamamış.
Kadın var ev yapar, kadın var ev yıkar.
Kadının saçı uzun olur, aklı kısa.
Kâr, zararın kardeşidir.
Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine
kucaklamış.
Kaynanan seni seviyor.
Kaynana kaynar kazana.
Kaynana öcü, oğlu cici.
Kendi kendine gelin güveyi olmak.
Kız beşikte, çeyiz sandıkta.
Kız evi naz evi.
Kızı bin kişi ister, bir kişi alır.
Kızı kendi gönlüne bırakırsan ya
davulcuya varır ya zurnacıya.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Kocayı vezir eden de, rezil eden de
karısıdır.
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı
derler.
Kuzguna yavrusu şahin görünür.
Muhallebi çocuğu.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
Önce can sonra canan(aile).
Soya çekmek.
Sel gider kum kalır, el gider kardeş
kalır.
Suçu gelin etmişler, kimse güvey
olmamış.
Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı.
Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı
yerden.
Uyku ölümün (küçük) kardeşidir.
Üşenenin çocuğu olmaz.
Yılan yavrusu yılan olur.
Yuvayı dişi kuş(kadın) yapar.
BİLMECELERİMİZDE AKRABALIK ADLARI
Takır takır takraba, İçinde var akraba.
(Beşik)
Kapı arkasında püsküllü gelin. (Süpürge)
Toprak altında sakallı dede.(Pırasa)
Tekne kazıntısı.(Son çocuk)
Ninemin etekleri süpürür sokakları.(Rüzgar)
En yumuşak kız kimdir. (Sakız)
Annen çok kullanamaz, baban hiç
kullanmaz, dayın hep kullanır. (Anne kızlık soyadı.)
Dayının kız kardeşi teyzen değil ise
neyin olur? (Annen olur.)
Bu genel giriş ve açıklamalardan sonra
köyümüzde yaşanan akrabalık ilişkileriyle ilgili köy kültürümüzde yer alan
bilgileri paylaşabiliriz.
(Devam Ediyor)
/Çetin
KOŞAR
16 Şubat 2017