FOTO: Ercan Yılmaz
Balyozla kazık çakan Celalin Cemaloğlu Sergen YILMAZ.
Tefik Yılmaz, bu fotoğrafa yaptığı bir
yorumla, köyümüzde kullanılan fakat unutulmaya yüz tutmuş bir kelimeyi
hatırlattı; "VARYOZ." Zaten Helengillerden ödünç aldığımız bir
kelimeydi. Neyse, bu sayede ölmekten kurtarmış olduk zavallı varyozu.
Balyoz ile kardeş olan kelimemiz
Türkçe sözlüklerimize de birlikte girmişlerdir. Ahmed Vefik Paşa, (Lehce-i
Osmani-1876) Varyozu "Taşçıların ağır topuzu, demir tokmak, balyoz."
olarak tanımlıyor. Yine, 1900 yılında basılan Kamus-u Türkî'de "Ağır
Çekiç"; Mehmet Bahaeddin'in Yeni Türkçe Lügat-1924'de ise "İri
Çekiç" olarak belirtilmiş.
Ancak bu kelimeyi biz köyde,
"r-y" ve "z-s" harfleri yer değiştirmesi yaparak
"vayroz", "vayruz", "vayrus" şeklinde
kullanmaktaydık. Daha sonra kelime hazinemize "BALYOZ" girince bunu
da "o-u" dönüşümü olarak "BALYUZ" şeklinde kullanır olduk.
Köyümüzde vayruzluk pek fazla işimiz
olmazdı. Ancak usta olan ailelerde bulunabilirdi. 1970'li yıllarda eskiyen eski
mimari, yani ahşap ağırlıklı konutlarımızı yıkıp yerine taş, tuğla ve betonlu
yapmaya başlayınca temel taşlarını yontma ve biçimlendirme için daha çok
kullanır olduk balyozu.
Taşlı tarlalarda ortaya çıkan taşların
bazısı öyle büyük olurdu ki yerinden "kımıldatmak" bile imkânsızlaşır,
tek çare onu varyozla parçalamak olurdu.
Varyozu kullandığımız bir başka alan
ise odun olarak kullanılacak kalın ağaçları "yarmak" ve
"paralama" işiydi. Bunun için bilek kalınlığında demir çivileri sıra
sıra kütüğe varyozla vurarak çakar, bunlar yetersiz kaldığında benzer çivileri
ağaçtan yapar, çakar kütüğü ortadan ikiye yararak ayırırdık.
Son bir kullanma alanımız da
fotoğrafta görüldüğü gibi "DÜNYAYA KAZIK ÇAKMAK(!)" içindir. Odun
etme zamanlarında dağdan çekip getirdiğimiz odunların hepsi yakacak için
kullanılmaz, "gazugluk, cereglik" gibi uygun olanları ayrılır,
"çalu" tutmak için hazırlanırdı. Haydi ince kazıkları kalın kazıkla
çakardık ama kalın kazıkları çakmak için varyoz elzemdi. Kazık, tepesine
tepesine inen varyoza karşı koyamaz, hele dibine azıcık su dökerek toprağı da ıslatmışsak
toprağa çivi gibi saplanırdı.
Varyoz bir alet ismidir. Taş kırma,
duvar yıkma, kök-kütük yarma, kazık çakma vb. işlerde kullanılan, çok iri, iki
ucu düz, balta gibi uzun sapı olan 10-12 kg. ağırlığında demir çekiçe
denmektedir. Bir başka ifadeyle "battal boy çekiç" diyebiliriz.
Tek farkla ki, bunun sapı oval değil
yuvarlaktır. Balta ve kazma gibi tek yönlü kullanılan yani tek ağızlı aletlerin
sapları yuvarlak olmayıp ovaldır, bir tarafı kalın bir tarafı ince olur. Ancak
çift yönlü kullanılan ağızlara sahip olan çekiç, keser, kök kazması ve balyoz
gibi aletlerin sapları yuvarlak olur ki ihtiyaç halinde kolayca ağız
değiştirebilelim. Malumunuz olduğu üzere iki yüzlü insanlar da kolayca ağız
değiştirirler!...
Argo edebiyatımızda varyoz
"kalınkafalı, anlamaz-bilmez veya hoşgörüsüz" insanlar için de
söylenir. Varyoz ayrıca "bir hakkı iptal için rüşvet olarak verilen şey,
rüşvet anlamında da kullanılmaktadır.
Kuvvetli yumrukları benzetmek için en
çok kullanılan nesne varyozdur. "Adamın kafasına yumruğunu balyoz gibi
indirdi." Cümlesinde olduğu gibi.
Edebiyatımızda
varyoz;
"Demircilik sanatında varyozcu
olmak için hem kuvvet ister, hem ustalık." [Ahmet Midhat Efendi, Diplomalı
Kız, Sayfa:11]
"Peki hanım, neden döğer seni bu
adam? İyi varyoz sallarmış, düzayak olursa bir çırpıda elli lâğım
ateşliyebilirmiş. [Fahri Erdinç, Destur Ya Sefalet, Sayfa:37]
Evliyâ Çelebi Seyahatnamesinde varyoz;
"Cümle vilâyetlerde ne kadar taşkeş var ise pür-silâh olup ellerinde
ferhâdî kazmaları ve küsküleri, varyosları, kamaları, kürekleri, küfeleri…
"
Varyoz, vuruş ve savuruş tekniği
bakımından "gürz"e benzetilir. Varyozdur bu savurdun mu, karşısında
neye rastlarsa balyoz gibi ezer geçer.
Konu çatışmadan savaştan açılmışken
gürz ve balyozdan başka diğer "ezici silahlar"dan bahsetmeden olmaz.
Bunlar;Sopa, oklava, merdane, cemekli öndüre, cereg, gazuk, tokmak, küreğin
sapı, kazmanın sapı, süpürgenin sapı, baltanın güblentüsü, küskü, daş ve
diğerleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder