LAMBAYA PÜF DE
ÜFLE DE ÜFLE
Eskiden köyümüzde elektrik yokken kullandığımız aydınlatma araçları gaz yağıyla çalışan idare, lamba ve löküslerdi. Son zamanlarda iki kilogramlık piknik tüplerine de bir başlık takılarak lüküs niyetine kullanılmaya başlanmıştı. Ancak löküsler ve bu piknik tüpleri herkeste olmazdı. Bu nedenle çoğu kişi bunların nasıl yakılıp söndürüldüğünü bilemezdi.
1970’li yılların ortalarında Köye elektrik gelmişti ama sık sık kesinti yaşandığından köylü bu geleneksek aydınlatma araçlarını hepten terk etmemiş, yedekte hazır ve nazır olarak bekletmekte, yeri geldikçe kullanmakta idi.
Olay bir Ramazan ayı içerisinde, Akbulut Camiinde Teravih Namazı esnasında yaşanır. Cami İmamı Kozköylü Turan TOK hocamızdır. Elektrikler kesilir ve caminin aydınlatılması için piknik tüpü yakılır. Namaza başlandıktan sonra elektrikler gelir ve imam selam verdikten sonra arada salavat getirilirken hemen piknik tüpünü kapatmak ister ve tüpün vanasını “çevirir, çevirir, çevirir” fakat bir türlü sonunu getirip gazı kesip tüpü söndüremez. Salâvat-ı Şerife’yi okuyup bitiren cemaat ayağa kalkmış, tekbir almak için imam efendiyi beklemektedir. Turan Hoca hemen yanı başında yanmakta olan tüpü bırakır ve mihraba çıkarak Teravih namazının diğer rekâtlarına devam etmek için tekbiri alıp namaza durur.
İşte olanlar bundan sonra olur. Ön safta, imamın hemen arkasında bulunan merhum Züver KOŞAR, bakar ki hoca tüpün ışığını kapatamadı. Tüp boşuna yanacak. E, israf. Müsriflik olmasın diye hocanın ardından, tekbir almayıp, hemen tüpün başına gider ve başlar sesli sesli “üüüfff, püüüf” diye tüpü üflemeye. Ama o da söndüremez tabi. Hani idareyi, lambayı üfleyerek söndürüyorduk ya! Rahmetli nereden bilsin bu yeni icadın üflenilerek söndürülemeyeceğini. Herkesin içinde bir çocuk vardır ya, koca koca adamlar "kikir kikir kikirdeyerek ve tısır tısır tıslayarak" gülerler ama birbirini duymazdan gelir ve namaza devam edilir. (Allah kabul eylesin. Amin.)
/Çetin koşar
22 Şubat 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder