23 Ocak 2021 Cumartesi
Ahırlı Evlerimiz
18 Ocak 2021 Pazartesi
Yüklük Gitti
[ Pelitbükü'nden Ali Ak Hocam Sormuş, ben de söyledim!... Çünkü bizim köyümüzü de ırgalıyor.]
İspanya mı Bursı?
16 Ocak 2021 Cumartesi
Akbulut Köyü'nde Eski Günler (Şeyler-1)
SABAH OLDU KALK
****
***
Gazyağı ile Çalışan Aydınlatma Araçlarımız
Eskiden insanlarımız “idareci” idi.
Yok yok, yönetici manasında değil, tamah manasında idareci idiler. Bir şeyin
daha fazlasını istemezler, bulduklarıyla yetinirler, yetmese de onunla idare
ederlerdi.
İdare lambası da bunun gibi bir şeydi.
Şinanay da denen camlı gaz lambaları ve hatta “löküs” denen bunun bir üstü
aydınlatma cihazları varken bile gayet ucuz ve masrafsız olan “idare lambaları”
tercih edilirdi. Koni şeklinde olan bu aydınlatma cihazımız ev içinde ve tama
taşa giderken risksiz taşıma kolaylığı nedeniyle de gayet kullanışlı idi.
Tenekeden mamül bu idare lambaları
masrafsızdı derken kastımız lüks ve camlı lambalarda olduğu gibi cam kırılması,
fitilinin bitmesi, tülünün dökülmesi vb. durumunda ek giderlerinin olmamasıdır.
Bir kere alınan bu idare lambalarına bildiğimiz pamuklu elbise parçası çuldan
bir fitil takar, bir de gaz doldurduysak, değmeyin keyfimize, tepe tepe
kullanırdık. Çünkü, kırılacak dökülecek bir yanı yoktu. Bir tek fitili yanıp eksildiğinde
ninem de onu yaka iğnesiyle çeker çıkarırdı. Eğer fitili sıkı yani yeterince
kalın yaparak takmazsak, gevşek kalan fitilin düşme, gazın içine kaçma işi
olurdu. Onda da fitili bulup çıkarıp takana kadar akla karayı seçerdik. Öyle
ya, idarenin fitili kaçınca karanlıkta onca iş nasıl yapılacak; elbette akla
karayı seçerek.
Biri “arkaya” (helaya) mı gidecek,
eline idareyi alır gider. Karanlıkta kalan odadakiler kıpırdamadan idarenin
gelmesini beklerler. Zaten idare, akşam yemeği yenene kadar sofrada lazım
olmaktadır. Yemeğini yiyen doğruca küüüt yatağa yatar uyurdu. Kimin ne işi
olacak gece vakti idareylen lambaylan!... Gerçi büyükler akşam namazını akşamın
o alaca karanlığında idaresiz(ışıksız) kılarlardı da yatsı namazı için bir iki
saat uyuduktan sonra gece saat on bir on iki gibi kalkar ocağın ateşinden
yayılan ışıkta kılarlardı yatsı namazlarını.
Gece idarenin lazım olduğu anlardan
birisi de özellikle uzun kış gecelerinde tama (ahıra) gitme işiydi. Ahırın bir
duvarında bulunan “idarelik”e konulan idare ışığında hayvanların altı
temizlenir, ahırdaki yemedikleri saman artıkları (gezler) altlarına serpilir,
“afur”ları (yemlikleri) yeni samanla doldurulur, tarakla (kaşağıyla) özellikle
öküzlerin sırtı kaşınır (kaşağılanırdı.) Eski, ahşap ev yangınlarının esas
nedenlerinden birisi de bu tam işlerinde kullanılan idarenin yanlış
kullanımıdır.
Gece idare kullanımının gerekli olduğu
bir diğer zaman ise “çöcüg”lerin dersiydi; Gündüz okuldan gelir gelmez işe (mal
gütme, eve su çekme, saman taşıma, odun kesme vs..) koşturulan çocukların
dersleri... O günlerde evlerimizde masa sandalye ne gezer. Yerlere yatarak ders
çalışırdık. Bir “sekmen”(tabure)
bulduysak ne mutlu bize. Rahle niyetine kullandığımız bu ev içi oturakların
üzerine koyduğumuz idare lambalarının traktör egzozu gibi çıkardıkları isler
burnumuzu içlerine, baca gibi simsiyah kurum bağlatırdı. Gözümüze vuran
ışığından defter ve kitabı zor görürken, sekmenin üzerinden kazara kaydırıp
düşürür de gazını yerlere dökersek yiyeceğimiz şamar ve işittiğimiz azar işin
cabası olurdu.
Maaile (ailecek, aile ile birlikte)
odada oturuyoruz, dışarıda köpek havlamaya başladı ve birisi de evdekilere
sesleniyorsa idareyi kapıp kapıya koşmak yapılması gereken ilk işlerden
birisiydi. Peki çağrıya kim cevap verecek; erkekler mi kadınlar mı? Onun da
formülünü bulmuştu köy bilgeliği; Allah vergisi doğal ses farkının yanında
erkeğin ve kadının ünlemeleri arasında fark vardı. Bu seslenme nidası
kitaplarda “huu” diye geçer ama bizde ilk seslenen kadına çağırıyorsa ismin
önüne “aaa” koyar, evdeki kadın da ona “yuu” diye cevap verir. Eğer bu çağıran
kişi erkekse ve erkeğe sesleniyorsa ismin önüne “loo” koyarak seslenir ve
evdeki erkek de ona “ne var laa” diye cevap verir. (Detaylı bilgi için bakınız:
Akbulut Köyünde Seslenme Nidaları.)
Elinde idare lambası ile kapıya çıkan
kişi önce köpeğe, “ben geldim, buradayım, sana gerek kalmadı, sen sus” manasına
gelen “oşt ya da hoşt” diyerek onu susturur. Zaten terbiyeli bir köpek,
sahibinin yanında başkalarına asla havlamaz. dışarıda rüzgâr varsa idarenin
sönmemesi için, yelimiz yansa da avucumuzu aleve siper ederdik.
***
Gaz lambası, adından da anlaşılacağı gibi gaz yağı ile aydınlanmayı sağlar. Alt kısmında bulunan hazne kısım camdan yapılmıştır, içine gaz yağı konulur. Üstünde içinden fitil geçen koza denen bir metal mekanizma bulunur. Fitil ve lamba camı bu mekanizmaya geçirilir. Lamba ışığı bu aparat sayesinde yükseltilir veya azaltılırdı. Ayrıca, lambayı duvara asmak için hazne kısmına dolanarak takılmış ve yangın tehlikesine karşı tedbir olarak, alev ile duvarın irtibatını kesen metal bir levha aparatı da olan -ki bu genellikle aynalı olur- bir askılık olurdu. Yine bir ayrıntı daha, bu lambaların “fitilleri” özel imalat olup, nükleer yapıya sahip olduğu söylenirdi. Normal çuldan çıkan alevden farklı olarak bu fitillerin ürettiği alevler daha bir parlak ve beyaz renkli olurdu. Tıpkı kırmızı ışık veren ampullerin yanında beyaz ışık veren floresan ampuller gibi...
Gaz lambası yakılacağı zaman, eğer camı kirli/isli ise önce sabunlu suyla bir güzel yıkanıp temizlenerek “gıcır gıcır” yapılır, kurutulur. Yakılırken de önce bir müddet kısık ışıkta yakılır ki cam ısıya alışsın. Yoksa, lamba camının çata da çatlayıp kırılması işten bile değildir. Lambayı yakmak için camı çıkarılıp, fitil, kibrit veya çakmakla yakıldıktan sonra lamba camı yeniden takılırdı.
***
Gaz lambalarının bir güzelliği de onun ışığıyla duvarlarda yaptığımız gölge oyunlarıydı. Titrek ışığı altında ellerimizle ya da tüm vücudumuzla yaptığımız hareketlerle kendi kendimize temaşa sanatları icra eder, eğlenirdik.
1975 yılından itibaren köyümüze elektrik gelse de sık sık yaşanan elektrik kesintilerinin sürmesi nedeniyle yine de onlarca yıldır kullanmaya devam edilen bu gazlı aydınlatma cihazlarımız artık unutulmaya yüz tutmuştur.
17 Ocak 2021
4 Ocak 2021 Pazartesi
Ormanda Tek Başıma