18 Ocak 2021 Pazartesi

İspanya mı Bursı?

(Akıllı olan kazanır.)

Bir anımı anlatayım. 1970'li yılların başı. Goğuz'dan Goca Mustafa Dayı (Mustafa Çetin) koyunlarını kışlak olarak o günkü adı Kışlakonak olan bizim köye indirirdi.
Toklu'sunun biri çok aksi idi. Toklu değil sanki sürünün köpeği idi. İnsan ya da hayvan fark etmez, sürünün yakınında bir yabancı görse otlamayı bırakır hemen saldırıya geçerdi.
Yazı/mera’da bizler de sığırlarımızı otlatırdık. Ne zaman sürüyle burun buruna gelsek, çoban köpeğinden çok bu toklu’dan korkardık. Her ne kadar cüssesinden dolayı koyunların arasında onu ayırt etmemiz kolay olsa da olacak ya, bazen "tos" yemekten kurtulamazdık. Tabi bu arada sürünün başındaki çoban Akça Delen gardaşım da “niye goyunnarııza saabolmıyasuz” diye bizden zılgıtı yerdi.
Toklu'nun tos'undan kurtulmak için çareler de üretmiştik. Yakında ağaç varsa arkasına saklanır ya da doruğuna çıkardık. Olmadı, karık/hendek gibi çukursu yerler varsa oralara yatar kurtulurduk. (Bu yöntem sığırlarda geçerli değildir, toklu/koç yatana boynuz geçiremezken, danalar hem boynuz takar ve hem de ayaklarıyla çiğnerdi.)
Biz böyle ilkel korunma yöntemleri geliştirirken köyümüzden ilaz Osmanın torunu Necmi Şen, İspanyolların Boğa Güreşi taktiğini bu tokluya uygulamaya başladı. Toklu, karşıdan kafayı eğmiş, toslamak için Necmi agaya doğru jet hızıyla gelirken Necmi aga hiç istifini bozmadan bekler, toklu tam yanına gelince kendini bir adım kenara çeker ve koçu yakalayıp havaya kaldırır, sonra da bırakırdı. Neye uğradığını şaşıran toklu, önce afallar sonra tekrar geri geri giderek yeniden toslamak için kendine ivmelik alan belirler, yine baş önde eğik bir vaziyette hedefe kilitlenip saldırırdı. Tabi, sonuç yine hezimet olur, bunu bir kaç kez dener sonunda tırsar, dönüp sürüye karışırdı. Tabi bu anı bir kaç gün sonra unutur tekrar saldırırsa da sonunda pes eder, şaşkın şaşkın, “çattık yav!..” der gibi çeker giderdi.
Eskiden doğal yaşardık. Çok güzeldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder