4 Haziran 2009 Perşembe

Köylü Sözlük : YUMURTA



Yumurta : Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre. Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi.

Köyde biz ona kıvırtmadan sadece “yımırta” derdik.  Mart ayı gelince “Mart martlar, tavuklar gıdaklar” ve "folluk"lardan taşan yumurtalar, samanlıklara, çalı diplerine kadar ortalık yerlere dolar taşardı. Bu dönemde anaç tavuklar da "külük" olup kuluçkaya yatarlar. Hatta bazı tavuklar bu işi bilerek yapardı. Yani kuluçkaya yatacağı zaman folluğa yumurtlamaz gizlice gider bir çalı dibine ya da samanlığa yumurtlar. Yumurtalar beli bir sayıya ulaşınca üzerine yatar ve civcivlerin çıkmasını beklerdi.

Tavuktan çıkan bu yumurtalar yine bir tavuğun altında 21 gün içinde tekrar tavuk olmak üzere civciv olarak dünyaya gelirler. Daha erken doğan civcivler soğuğa karşı korumak amacıyla annesinin altından alınır ve belli bir süre evin içinde ocağın ya da kuzinenin yanında kutu ya da sepet içinde bakılıp büyütülürdü.

Temel besin maddesi olan yumurta özellikle küçüklüğümüzde okul gezilerinin vazgeçilmeziydi. Evden uzak tarlalara ya da orman vb. yerlere giderken yanımıza alınan azığın ana yiyeceği yine haşlanmış yumurtalardı.

Eve bir misafir geldiğinde ya da yemek yapacak zaman bulamadığımızda imdadımıza yetişen acil yiyecek maddemiz elbette yumurta idi. Kızdırılan sıvı yağ ya da tereyağında hafif tuzlanarak kırılan yumurta aslında küçük bir ziyafetti.

Bir ara sağlık sektörü tarafından aforoz edilen yumurtanın aslında kolesterol ve kalp üzerinde hiçbir zararı olmadığı, hatta hayatın vazgeçilmez bir temel gıdası olduğu ortaya çıkmıştır. Şimdi doktorlar; “Özür dileriz. Lütfen yumurta yemeye devam ediniz!” demeye başladılar.

Sabunun ardından çamaşırdı bulaşıktı derken, deterjan sanayi, köylere kadar girince açık alana akıtılan bu deterjanlı sularla önce tavukları zehirledik. Bir ara adeta “gıran” girdi tavuklara, ölen ölene idi. Yetmedi, “kuş gribi” adı altında tavukları bir vahşi gibi diri diri ateşlere atıp yaktık. Şimdi, çocukluğumuzun mis gibi kokan, tadından yemeye doyum olmayan o köy yumurtalarını arar olduk.

Nerede O Eski Köy Yumurtaları
Şehir hayatı, endüstrileşme, dağıtım zincirleri, süpermarketler derken yumurta da doğallığını yitirmeye başladı. Onca insana yumurta yetiştirebilmek için her gün aynı saatte uyuyan, uyanan, aynı miktarda yem ve su tüketen, aynı sıcaklık ve ortamda yaşayan binlerce tavuktan çıkan, tornadan çıkmış izlenimi veren, birbirinin aynı yumurtalar. Üzerine üretim tarihi falan da yazmaya başladılar, iyice tuhaf oldu. Kabukları bembeyaz ve ipincecik, sarısının rengi neredeyse beyazlaşmaya durmuş, şekli kargacık burgacık olmuş yumurtalarla günümüzü gün etmeye çalışıyoruz.

Oysa köy yumurtaları böylemiydi. Günün ilk ışıklarıyla “pin” den dışarı fırlayan tavuklar açık havada gün boyu çayır çimen üstünde otlar, doymadılarsa yemliğin bulunduğu alana üşüşüp hep bir ağızdan gıdaklayarak yiyecek isterlerdi. Biri kahverengi, biri beyaz, biri samanlı, biri iri diğeri küçücük yumurtalar yumurtlarlardı. Bir de bu yumurtaların sarısı "sapsarı" olurdu.

Yumurtanın Yararları
Yumurta, anne sütü haricinde tüm besin öğelerini bünyesinde bulunduran bir gıdadır. Lezzetli ve besleyici değeri yüksek olan yumurta, besin değeri açısından anne sütünden sonra gelir. Yumurtada A, D, E ve B grubu vitaminlerle diğer vitaminlerin de önemli oranda olduğu bilinmektedir. Yumurtanın sarısı kısmındaki A vitamininin; gözün iyi görmesine, kemik gelişimi ve sağlıklı dişler için gerekli olduğuna, vücut hücrelerinin gelişmesine yardım ettiği, solunum ve sindirim sisteminin sağlıklı olmasını ve enfeksiyonlara karşı koruma sağladığını belirtmemizde yarar var.


Sağlık ve Yumurta
Kırık ve çıkıklarda yumurta akı, buğday unu vs. Su ile hamur yapılıp kırılan yere sarılır.

İltihabın akıtılması için : Ham sabun rendelenip yumurta ile çırpılır ve sulu bir hamur elde edilir. Bu hamur iltihaplı yaranın üzerine konur, temiz bir bezle bağlanır. Bir müddet sonra o yarının temizlenmiş olduğu görülür.

Sivilce ve Siyah Noktalar: İki avuç hanımelinin çiçeklerini ve bir avuç gelincik çiçeğini kuruttuktan sonra ufalayarak toz haline getirin. İçine bir adet çırpılmış yumurtanın beyazını, bir çorba kaşığı sarımsak suyunu ve bir tatlı kaşığı domates suyunu ve bir miktar margarini ilave ederek yoğurun ve karışımın bulunduğu tencereyi kaynar su dolu başka bir tencerenin içine koyarak macun kıvamına gelene kadar karıştırın. Hazırladığınız karışımı yumuşak bir fırça yardımı ile yüzünüze sürüp yarım saat bekletin ve yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Karışımı en az on beş gün boyunca günde bir kere kullanmalısınız.

Boya Sanayi ve Yumurta
Boya denen şey fazla gelişmeden (kimyasallar işin içine girmeden) çok önce yumurta, resim sanatının ve özellikle ikona sanatçılarının asırlar boyunca en önemli renk hammaddesiydi. Yumurta bekletilip kurutulur, camlaşan sarısı havanda toz haline getirilir, çeşitli yağlarla karıştırılıp koyu sarı renkli bir boya elde edilirdi.

Yumurta Çeşitleri
Piyasadaki tavuk yumurtaları, ağırlık ve dönem itibariyle belirli sınıflara ayrılır. Her sınıfın belirli bir fiyatı ve alıcı kitlesi bulunur. Açıklamak gerekirse:

1- Klavuz : 42 - 48 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
2- Piliç : 48 - 53 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
3- Yarka : 53 - 58 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
Klavuz, piliç ve yarka yumurtaları 24. hafta evresine kadar olan tavuklardan elde edilir.

4- Yeni Ana : 58 - 62 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
5- Eski Ana : 62 - 67 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
Yeni ana ve eski ana yumurtaları 24. hafta ve 34. hafta arası evrede tavuklardan elde edilir.

6- Duble : 67 gr ve üstü ağırlığındaki yumurtalardır.
Duble yumurta 34.hafta ve daha ileri evresinde olan tavuklardan elde edilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder