27 Ocak 2022 Perşembe

Hocam Sefer KOÇ /Karasakal

 

Fotoğraf: Arif KOÇ


İlkokuldan mezun olunca köyde çobanlık yapmaya başlamıştım. Köy işleri bitip kış bastırdığında Bafra'da bir Kuran Kursuna gitmiş iki ay içinde firar etmiş köye dönmüştüm.
O sırada Gelemet Camisine yeni bir imam gelmiş "canlı ve gür" sesi ve güzel makamlarla okuduğu ezanlar civar köylülerin de dikkatini çekmişti. Sürekli öğrenci okuttuğu övgüyle bahsediliyordu. Cana yakın sıcakkanlı biri olarak herkes tatafından kısa sürede sevilip sayılan biri olmuştu.
Yarım kalan Kur'an öğrenimimi tamamlamak için kar-kış demeden Gelemet'in yolunu tutmuş "Karasakal" lakaplı hocamın dizinin dibinde yerimi almıştım. Dini eğitimimde büyük payı vardır.
Dizinin dibi dedimse yerde oturmuyorduk tabi. Caminin içinde bulunan odada okul gibi sıra ve masalar vardı ve sınıf tıklım tıklım doluydu. Kimimiz cüz, kimimiz Kur'an ve kimimiz de Osmanlıca öğreniyorduk.
Kimler, kimler yoktu ki... Şimdi hepsinin isimlerini sayamayacağım ama Bilal Battal ve Hakkı (Çavuş) Arslan kardeşlerimi zikretmeden geçemeyeceğim. Çünkü, ben camiye gelirken yanımda öğle yemeğimi getirsem de Sefer Hocam camide tek başıma yememe izin vermez, çoğu kez kendi evine götürür sofrasına oturtur birlikte yerdik. Ayrıca, zaman zaman emsalim olan Bilal ve Hakkı kardeşlerime sorar hangisi müsaitse onun evine gönderir onlarla birlikte yerdim öğle yemeğimi.
Başta hocamın çok değerli eşinden ve Bilal ve Hakkı kardeşlerimin ailelerinden Allah(cc) razı olsun. Çok ekmeklerini yedim, hakları ödenmez ama ilim tahsil edene yedirip içirmenin "sadaka-i Cariye"den olduğunu bilen insanlardı. Ben de vefa borcum olarak bu iyiliklerini unutmuyorum tabi. Rabbim, vefat edenlere rahmetiyle muamele eylesin.(Amin.)
TATLI BİR ANI
Azbuçuk öğrendiklerimizi camide cemaatin huzurunda bize müezzinlik yapmak, namazın sonunda Kur'an-ı Kerim'den aşr-ı şerif okumak vb. görevler vererek tatbikat yaptırırdı. Hiç unutmuyorum bir keresinde benden, yeni ezberlediğim Layestevi'yi okumamı istedi. Bu sırada cemaatin arasında Çolağın Osmanın oğlu Hafız Orhan abi de var ve ben bir heyecan yaptım ezberi şaşırttım. Sussam olay bitecek ama ben okumaya devam ediyorum; okuyorum ama ne okuduğumu ben de bilmiyorum, uydurup uydurup devam ettim. Nihayet belli bir süre sonra okumayı bitirip dualadım. Namaz sonrası Hafız abi ve hocam yanıma gelerek "Çetin, sende ne cevher varmış. Biz sana hüvallahülleziyi oku dedik sen maşallah nerelerden okutun biz bile bilemedik!.." diye yanlış şaşırttı da morali bozulmasın diye beni teselli etmişlerdi.

***
Sefer hocam Vezirköprü'lüydü. O Vezirköprü ki dedelerimiz de zaten oradan gelip bu Sordanköyü kurmuşlardı. Belki de ona karşı duyduğum sıcaklık bu bağ idi. Beni çok severdi. Beni çocuklarıyla bir tutar onlardan ayrı görmezdi. Mahir ve Eyüp Koç kardeşlere (bir de küçük Kadir ile kız kardeşimiz vardı) selam olsun.
Hocam Sefer Koç, çok sigara içerdi aynı dedem Sefer(cük) gibi. Ayrıca, hocam Vezirköprü'den getirdiği kendir bitkisinden urgan ve yular gibi köylünün ihtiyacı olan edevatlar yapardı.
Ve bir gece kaldığı lojmanda çıkan yangınla evindeki bütün eşyaları yanarak kül olmuştu. Örneğin yatak yorgan neyse de bakır kab kacaklarının o yangında eriyip yok olmasına köylü bile şaşırmıştı.
Daha sonra Gelemet Köyün'den ayrılarak Gecekli Köyü'ne imam olmuştu. O'na ve Gelemet köylülerimize bir vefa borcu olarak köyde bulunduğum sürece eğer Gelemet Caminin imamı yoksa Cuma ve Bayram namazları için camide fahri imamlık yapardım.
Allah(cc), annemize ve kendisine rahmet eylesin. (Amin.)
/Çetin KOŞAR
27 Ocak 2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder