Her yerleşim yerinin kendine özgü yapısı gereği değişik türde mimarı yapıları vardır. Genelde insanoğlu “başımı sokacak bir yerim olsun başka bir şey istemem” der ama nefsin bitmek tükenmek bilmez arzuları karşısında dünyanın hepsi ona verilse doymaz öteki dünyayı da sahiplenmek ister.
Köyümüzün adı bugün resmi kayıtlarda köy değil de mahalle olarak geçiyor olsa da isminden başka değişen bir şey yoktur. Kırsal kesimdir ve yarı dağ köyüdür. Karadeniz bölgesinde olmakla beraber Karadeniz’in o hırçın iklimine pek rastlanmaz. Kent merkezlerine yakınlığı nedeniyle de ulaşım olanaklarından yoksul yerleşim yerlerine özgü barınak ve korunaklara da ihtiyacı yoktur.
Eskiden, kendi ailesi ve hayvanlarının başını sokacağı altı tam/ahır, üstü konut olan yapılar ile bir samanlık ve bir salaçtan mütevellit eklentileri yeterliyken şimdilerde bu eklentiler çeşitlenmiş ve çoğalmıştır. Ev ve ev eklentileri hanede yaşayanların ve o bölgedeki insanların ekonomik faaliyetinin ne olduğu ile ilgilidir. Büyükbaş hayvancılıkla uğraşılıyor ise tam/ahır; küçükbaş hayvancılıkla uğraşılıyorsa ağıl/saya ve bu hayvanların yiyeceklerinin konulduğu samanlık gibi eklentiler mevcut iken; tarım ile uğraşılıyor ise ambar ve serender gibi eklentiler bulunmaktadır. Köylümüz, kendi ihtiyacı kadar hem hayvancılık ve hem de tarım ile uğraştığı için bu eklentilerin hepsine sahiptir. Ancak, konutlar da dahil bunların hepsi “özensiz” yapılardır.
Konumuz olan serenderler köyümüzde yaygın olmamakla birlikte yer yer bazı ailelerde iğreti olarak inşa edilmiş olsa da mevcuttur. En az dört ya da altı direk üstüne tek oda olarak inşa edilen ve asıl işlevi, köylünün tahılını, yiyeceğini sakladığı, kuruttuğu, altına kışlık odununu depoladığı yer olan serenderler aynı zamanda altında çocukların yağmurdan ve güneşten korunarak oyunlarını oynadıkları yerlerdi. Evlerin yakınına inşa edilen bu yapıların altı zaman zaman bazen köpek bağlandığı bazen yağmurlu havalarda çamaşır kurutma yeri olurdu. Karlı kış günlerinde serenderin altı kuşlar için sığınak olur üstten dökülen mısır ve buğday gibi tahıl taneleriyle beslenirlerdi. Ev ve çevresini kendine mekan edinen tavuk ve horoz gibi kümes hayvanlarının eşinme ve tozlanma yeridir.
Yerden yüksek yapılmasının temel nedeni saklanan ürünlerin haşerelerden korunması içindi.
Günümüz konut mimarisinde kullanılan betonarme binalar, belli bir ekonomik güce ulaşmış olmanın getirdiği rahatlıkla iki oda bir salon yerine daha çok odalı ve bir kaç katlı yapıldığı için tahıllarımız da konut içine yapılan “hambar ve unluk” gibi depolama yerlerinde muhafaza edilmektedir.
NOT: Bir Suha Arın Belgeseli “Sisler Dağılırken” de Karadeniz Serenderleri...
/Çetin KOŞAR
4 Mayıs 2021
FOTO_01: Hacı Osman ŞEN’in Serenderleri. (Fotoğrafta yer alanlar ilaz Ahmet Şen oğlu Merhum Terzi Ekrem ve eşi Rabia Şen)
FOTO_02: Çetirlikten Mutaflıların Serenderleri.
FOTO_03: Sefercüğün Salih’in Mısır Serenderi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder