20 Aralık 2020 Pazar

Akbulut Köyü'nde Ecünnü Hikayeleri - 4

 


YOL ORTASINA KURULU KUZİNE

Tekin KOŞAR Yazıyor...

Sene kaç hatırlamıyorum. Sadık dayının Eyüp ile birlikte gezerdik hep. Bir gece Züverin Memedin Kadir'in yanına oturmaya gidelim dedik.

Mehmet emmim de anlatırdı bize, Recep’in evinin yanından aşağı dar bir yol vardı. Şimdi kapalı. Ne zaman eve geç gelse her seferinde oradan siyah bir köpek çıkıp peşine takılır, eve kadar gelip kendisi eve girince köpek dönüp geri gidermiş.

Biz de bunu kendi aramızda abarta abarta anlatıyorduk. Tabi o zaman Alison ile Yavuz küçükler ama gece sokağa ikisi birlikte çıkıp geziyorlardı. Bu hikayeleri anlattığımız zaman kulak kabartarak dinliyorlardı.

Eyüp ile ikimiz  Kadir'in yanına çay içmeye giderken yol kenarında bulduğumuz eski hurda bir kuzineyi yani sobayı yolun ortasına  koyduk. Kadir'in yanına vardık. Selam, sabah, Laf, muhabbet derken vakit gece 12’yi bulmuş, “hadi kalkalım, vakit  geç oldu” deyip Eyüp ile ikimiz ayaklandık. Kadir bizi kapıdan geçirdi ve içeri gitti. Biz çıktık yola. Baktık yolun ortasında bir karaltı oturuyor. Korkup tekrar Kadir’in yanına eve geri kaçtık. Kadir’e “yolda bir şey var.” dedik.

Kadir meşhur 3 pilli el fenerini aldı, çıktık yola, uzaktan yaktı, baktık. Gördük ki o karaltı bizim yola koyduğumuz kuzine değil miymiş. Demek ki bizden sonra, bütün gece, buradan kimse gelip geçmemiş.

***

Aradan bir kaç gün geçti. Yine Alison ve Yavuz ile birbirimize geliş gidişlerimizin birinde muhabbet ederken Alison anlatıyor;

“Ya Tekin, geçen gece Yavuz ile ikimiz size geliyorduk. Kadirgilin orada, yolun ortasında kocaman, kara bir şey oturuyordu. Biz korkudan kaçarken Züverin dağında bulduk kendimizi. Eve nasıl girdiğimizi anlayamadık. Sonra anam, “niye tez geldiiz?” diye bize sorduğunda biz de “oturmaya gidemedik ki, yolda kara kocaman bir şey gördük, biz de korkudan geri eve kaçtık.” demiş.

 

/Tekin KOŞAR

20 Aralık 2020

 

 

Y O R U M L A R

Çetin KOŞAR Yazıyor…

Tekin Bey, bu anlattıklarınız Folklor (Halkbilim)' cuların arayıp da bulamadığı "hazine" değerinde bilgiler. Devamını bekliyorum. 

Grubumuz üyelerine olan çağrımı buradan tekrarlıyorum; "Arkadaşlar, ESKİLER OKUMA YAZMA BİLMİYORDU. HEM BÖYLE YAZACAK defter-kalemleri de YOKTU. Bu yüzden yaşadıkları hep sözde kaldı ve sözler uçup gitti. Oysa yazı öyle mi? Ne demiş atalarımız; “SÖZ UÇAR, YAZI KALIR.” Elimizde böyle bir imkan varken yaşadıklarımızı yazalım ve gelecek nesillere aktaralım.

 Lütfen, köyümüz hakkında yazalım. Sizlerden EDEBİ METİNLER istemiyoruz. Meramınızı anlatacak iki cümle dünyalara bedeldir. 

NOT: Buralarda yazılanlar, yazım ve anlatım kuralları yönünden düzenlenip KİTAPLAŞTIRILACAKTIR.

Herkese selamlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder