27 Aralık 2020 Pazar

Akbulut Köyü'nde Ecünnü Hikayeleri - 5

 


YOLA YATIP YATIP KALKAN ÇALILAR

Tekin KOŞAR Yazıyor!...

Sene 1991. Bursa’dan kalkıp tatil için köye gittim bir haftalığına. Şansıma o akşam köyde elektrikler kesik, hatların birinde tel kopmuş, köy karanlık içinde. Recep hocayla biraz oturduk, gaz lambasının sönük ışığı altında laflanıyorız fakat karanlıkta insan bir birinin yüzünü net göremeyince muhabbetin de tadı olmuyor. Evde sıkılınca, dışarı çıkıp biraz gezeliyelim, dolaşalım, belki açılırız deyip, kendimizi sokağa attık. Akşam vakti nereye gidelim, ne yapalım derken aklımıza kahve geldi ve düşüp yola, doğruca kaveye gittik. O sırada Emin dayının kahvehanesini, Hamit ile Nihat ortak çalıştırıyorlardı.

Neyse biz saat 21’e kadar oturduk kahvede. Sonra, hadi “eve gidelim” deyip, Recep hocayla ikimiz kalkıp, çıktık kaveden. Dışarısı zindan gibi zifiri karanlık; göz gözü görmüyor. Neyse havaya bakarak yürüyoz, köyaltı mezarlığını geçtik. Sarımsak’a giden yol ayrımına geldik. Rahmetli Kemal dayının samallığının yanında bi ses, “çatır çatır” sanki çalı yola yıkılıyor, tekrar ayağa kalkıyor. Neyse ben korkmuyorum, yanımda hoca var diye. Recep hocaya güveniyorum. Arkamızda mezarlık, önümüzde yola yatıp kalkan çalılar. O hareketli yere yaklaşmaya korktuk. Neyse “ne yapalım, ne yapalım” diye düşünüp bir karar veremezken gerisin geri kaveye dönelim, kimde varsa el feneri, aydınlatma lambası alalım, ne oluyor diye bakalım dedik.

Bizim Recep hoca, “boşver gidelim burdan” dedi ve bir anda biz tabanları yağlayıp topukladık oradan. Bir de baktık ki kaşla göz arasında Aşşapuvarın yanını boylamışız, arkamıza bakmadan kaçıyoruz, hemde koşarak. Neyse Deli Memet dayının ordan yukarı çamlığın başına çıktık. İsmet emmimlerin oradaki kör yoldan geçip Recep hocanın evine vardık. Korkuyla öyle bir hızla gidiyorum ki Recep hoca bana "dur, beni sokakta bırakma, önce ben eve gireyim sen öyle git." dedi. Tabi büyük sözü dinledim, Recep hoca evine girer girmez ben kaldığım yerden tekrar başladım ecünnü korkusu maratonuna. Neyse bu korkuyla ben de bi çırpıda kendimi attım bizim eve.

Ertesi gün Hamit’e, “Yahu Hamit, dün akşam böyle böyle oldu, çok korktuk.” dedim. Hamit, “Biz de korktuk aynı yerde Nihat ile. Sonra baktık ki Recep hocanın kayınçosu Dursun’un eşeği imiş.” dedi. Hayvan kış günü açlıktan taflan yapraklarını, çınar yaprağı gibi yiyormuş.

 

/Tekin Kosar

27 Aralık 2020


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder