70. HAYVANLAR
71. Yabani Hayvanlar
711. Muhtelif
Kaplumbağa
Tosba deriz biz onlara. Bu sessiz ve sakin hayvanlar tarlalarda fasulyelerin baş düşmanıdırlar. Ayrıca ekin tarlalarında dolaştıklarında da buğday başaklarını yatırarak zarar vermiş olurlar. Ekili alanlardan alınarak uzaklaştırmaktan başka bir işlem yapılmaz. Genellikle yaşam alanları ormanlık ve çalılıklardır. Bir ara genç olanları ihracat için satın alınıyordu.
Köstebek
Kösnü de dediğimiz bu yararlı hayvanın köylümüze tek zararı bahar mevsiminde iş alanlarımızın çakışmasıyla olmaktadır. Onlar toprağı eşeleme görevlerini yaparken ister istemez bu esnada bizim yaptığımız fidelikleri de eşeleyerek maşlamalara zarar vermektedirler.
Kurbağa.
Dere, küçük kuyu ve su hendekleri gibi sulak arazilerde bol miktarda bulunurlar. Talep olmasına rağmen bunların toplanıp satılması alışagelmemiştir. Bu kurbağaların bir de kurak arazide yaşayan tipleri de vardır ki iri kıyım yapıları nedeniyle biz onlara “Göden Kurbağası” derdik. Üzerlerinde bulunan siğilimsi çıkıntılar nedeniyle insanlara siğillerin bu hayvanlardan geçtiği gibi bir inancımızda vardı. Yani biz onlara aynı zamanda “Siğil Kurbağası” da derdik.
Kurtlar
Eskiden çiftleşme zamanlarında ve çok kar yağdığı zamanlarda köy sınırlarına yaklaşan kurtların son günlerde köy içlerine kadar pervasızca sokuldukları görülmektedir. Önceleri ara sıra ormanda kaybolan hayvanlarımızı kurt kaptığı söylenirdi. Bugün baktığımızda evin önünde bağlı eşeği bile yemektedirler (Ali YILMAZ). Tıpkı domuzlarda olduğu gibi sürek avı yapılacak kadar ne miktarları vardır ne de buna müsait bir alan. Köy ormanının yükseklerinde yaşamaktadırlar.
Salyangoz
Cagala toplama mevsimi Şubat ve Mart aylarıdır. Bu hayvanın hiçbir zararı yoktur. Bahar mevsiminde çocuklar tarafından toplanarak ihracatçı firmalara satılmaktadır. Önceleri bol ve büyük olan bu canlılar sınırsız toplanma sonucu sayıları oldukça azalmıştır. Özellikler sabah ve akşamları çiğ düşme anlarında ya da yağmur sonraları ortaya çıkarlar. Gündüz ortaya çıkmadıkları için geceleri muhtelif aydınlatma araçları vasıtasıyla toplanmaktadırlar. Ormanlık alanlarda topluca yaşadıkları için işin ilmini bilen gençler tarafında yaşadıkları alan toprağı kazılarak yeraltında yuvalarından bile toplanabilmektedir.
Tilki ve Çakal
Bu hayvanlar pervasızca köy içlerine kadar girebilmektedirler. Bunlar da köy içinde görüldüğünde vurulmaktadırlar. Bir keresinde kümesinin zorlandığını hisseden Tekin KOŞAR sabaha kadar nöbet tutup kümese gelen tilkiyi avlamıştır. Çakallar insanlara gözükmemektedirler. Akşamları hava kararmaya başladığında özellikle Kışlakonak Köyü Meydancık dağının çakallarının ulumaları köy köpeklerinin onlara cevap vermeleri ile ilginç bir hava ortaya çıkmakta idi. Ormana sınır olan Karanlık dere ve Çetillik mahallelerimizin halini varın siz düşünün.
Yabandomuzu
Bu hayvanlar köy ormanında az da olsa yaşamaktadırlar. Mısırların yetişkin olduğu zamanda köye zarar vermektedirler. Bunlar tüfek ile tarlaya geldiklerinde avlanırlar. Bunlar için her hangi biz tuzak kurulmaz. Bazı zamanlar da köy ormanı onların yüzünden pek tekin değildir. Özellikle çiftleşme mevsimlerinde saldırgan olabiliyorlar. Hasbi Şahin Eski köy mevkiinde küçük bir tehlike atlatmıştır.
712. Uçucular
Alakese
Güvercinden biraz daha büyük karga tipindedir. Can alıcı renkleri vardır. Sesi çok keskindir. Ormanlık alanlarda yaşarlar. Vücut hacimlerine rağmen atik uçuşludurlar. Genelde alçaktan kısa uçuş yaparlar. Eti için avlanabilmektedir.
Balıkçıl
Bunlar da sahil kesiminde yaşarlar. Leylekler gibi ara sıra dere yataklarına avlanmaya gelirler.
Bıldırcın
Buğday tarlalarına yaptıkları yuvalarının buğday hasadıyla ortaya çıkmasıyla yüz yüze geldiğimiz bu hayvanlar da yok denilebilecek kadar azdır.
Bülbül, Kanarya
Bu tip ötücü kuşlara tek tük rastlansa da yaban hayatın içinde gözden uzaktadırlar.
Bürükçün
Serçe tipinde olan bu kuşlar genellikle sürüler halinde dolaşırlar. Sürekli kendi aralarında ötüşürler. Ağaç dallarında, çalılıklarda ve açık arazilerde gruplar halinde gezerler.
Çulluk
Kaba ve çivi çulluk dediğimiz iki türü vardır. Kış mevsiminde dere, hendek ve çalı kenarlarında ve sulak yerlerde rastladığımız bu hayvanlarda nesli tükenenler arasındadır.
Doğan, Atmaca, Şahin ve Akbaba
Bunlar yaz mevsiminde zararlı olmaktadırlar. Şöyle ki, kümes hayvanları bu mevsimde yavruladıklarından bu yavrulara aman vermezlerdi. Eskiden çok fazla göze çarpan bu canlıların da sayıları git gide azalmaktadır. Örgütlü hareket ederlerdi. Mesela, kimisi çok yüksekte uçarak gözcülük yaparken kimisi başka bir alanda aldatıcı hareketler yaparken kimisi alçaktan yaklaşıp yakalayıcılık yaparlardı. En çok doğan görülmektedir. Köye yaklaştıklarında ya tüfekle avlanırlar ya da yaklaşmamaları için korkuluklar yapılırdı.
Güvercin
Köye yerleşmiş güvercin yoktur. Şehir güvercini dediğimiz türler köyde barındırılamamışlardır. Yaban güvercinleri sonbahar ve kış mevsimlerinde 8-10 lu gruplar halinde arazilere inerek otlanırlar. Avlanılması güç olmaktadır.
Karatavuk
Bakal adını verdiğimiz ve Kara Bakal, Ak Bakal, Paslı Bakal, Çıra Burun gibi türleri de olan bu kuş çalılarda tek olarak yaşarlar.
Karga
Bu dünyanın herkesçe bilinen karakuşları köyümüzde de bolca bulunmaktadır. Ak ve kara olarak iki türüne rastlanan kargaların köy içinde yuvaları yoktur.
Kaz
Köyümüzde yaban kazı bulunmaz. Lakin göç yolları köy hava sahasından geçmektedir. Özellikle sonbahar mevsiminde göçleri çok ilginç manzaralar oluşturur. Uçarken izledikleri uçuş şekil ve teknikleri hep ilgimi çekmiş, bu geçişlerini boynumun ağrıması pahasına da dakikalarca durup izlemişimdir. Örneğin “V” şeklindeki uçuşları, sıranın sonundakinin zaman zaman öne geçişi, bazılarının kafileden ayrılarak başka yönlere doğru gitmesi…
Kırlangıç
Köye yerleşik değillerdir. Göç zamanında köyümüzde geçici olarak konaklama yaparlar.
Köse
Kursak kısmının kırmızı oluşuyla dikkat çeken bu kuş çalılıklarda tek başına yaşar.
Leylek
Köyümüzde mukim Leylek yoktur. Kargalı köyünün içersinde yerleşik hayat süren Leylek “lak lak” ları çok ilgimi çekerdi. Ara sıra köyümüz hava sahasında uçtukları gözlenirdi.
Sarı Sandal
Yaz mevsiminde dut ve incir meyvelerine dadanan bu kuş türü, güvercin büyüklüğünde olup göz alıcı bir sarı rengi vardır.
Serçe
Diğerler kuşlara nazaran sayıları çok az olan bu kuşlar genellikle çınar ağaçlarını çok severler. Bu çınar ağaçlarının da az oluşu bir tesadüf olsa gerek.
Sığırcık
Güvercinden biraz küçük ve siyah renkli olan bu kuşlar oldukça yağlıdırlar. Sürüler halinde yaşarlar. Eskiden 300-400 adetlik sürüler halinde görülen bu kuşların sayıları da iyice azalmış. Sürü sayıları 30-40, hatta bazen 5-10 adete kadar düştüğü görülmektedir.
Üveyk
Evelek dediğimiz bu güvercin tipi hayvanlar da yine yaz mevsiminde göze çarparlar. Özellikle buğday hasadının yapıldığı zamanlarda yavrularlar. Genellikle hep çift gezerler.
713. Sürüngenler
Yılan
Köyümüz yılan bakımından zengin sayılır. Buna rağmen yılan sokma vakalarına rastlanmamıştır. Köyümüz bulunan çeşitleri şunlardır.
Bozyirük: Kurak yerlerde; tarla ve ormanlık alanlarda görülür. Genellikle saldırgan tiplerdir. Tüm vücutları sarımtırak bir renktedir. Boyları bir iki metre arasındadır.
Altunbaş: Dere kenarlarında ve sulak arazilerde yaşarlar. Başları, altın rengi, mavi ve yeşil gibi renk cümbüşüne sahip olan bu tür pek zararsız gibi görünür. 1-1,5 metre boyundadırlar.
Karayılan: Türkülere ve masallara konu olan bu yılan türü köy ormanının derinliklerinde yaşarlar. Baştan sona simsiyah renkleri vardır. Kömürlük dağında siyah bir kurbağayı arkadan yakalamış bir karayılanı ilk gördüğümde ayaklı yılan gördüğümü zannederek oldukça şaşırmıştım. Boyları bir iki metre arasındadır.
Köryılan: Köryılan diye adlandırdığımız bu yılanların boyu 50 – 60 cm geçmez. Çok yavaş hareket ettiklerinden biz onların kör olduklarına hükmederdik. Genellikle “bağ bağlama” zamanı ekin bağlarının altında saklanmış olurlardı.
Yılanlar önceleri Gemirlik ve Devret mevkiinde bol miktarda görülürdü. Hatta iri kıyım olanlarına da rastlanılanları özellikle Bozyirük dediğimiz türleri tüfek de dahil çeşitli yöntemlerle öldürülmektedirler. Şimdilerde bu şekilde büyüklerine rastlanılmamaktadır.
Tarla ve ormanlarda tek tük rastlanılan bu yılanlara köy içinde rastlanmamaktadır. Ancak bazı yavru türleri evlere kadar girebilmektedir.
Köyde yılan sokma vakasına rastlanılmamıştır.
Kertenkele
İki tip kertenkeleye rastlanır köyümüzde. Bir kısmı toprak renginde ufak tefek şeylerdir. Mor, yeşil ve kahverengi bir karışıma sahip renkleri canlı olanları oldukça büyüktürler. Boyları 20-30 cm bulanlar vardır. Bilindiği gibi kertenkeleler vücut yapıları itibariyle timsaha benzemektedirler.
Solucan
Akrep
Akrep köyümüzde de bulunmaktadır. Özellikler eski evler yıkıldığı zaman rastladım. Şimdilerde pek rastlayamamaktayız.
Arı
Bal arılarının dışında Sarıca ve Eşek arıları vardır. Uğrak yerlere yuva yapan özellikle sürü halinde yaşayan sarıca arılar, çocukları korkulu rüyasıdırlar. Onlar çocuklara saldırdığı gibi genellikle çocuklar da onlara sataşmadan duramazlar. Adeta çocuklarla arılar güç savaşı yaparlar. Karşılığında arılar tarafından bir güzel aşılanmak kaçınılmaz olmaktadır. Bu sarıca arıların sokmalarını ben de çok iyi bilirim. Aslında zararsızdırlar. Ancak eşek arısı dediğimiz büyük türlerin bir iki tanesi bir insanı öldürebilecek zehre sahiptirler. Örneğin Nedim ŞEN bunlardan biri tarafından kolundan birkaç kere sokulduğunda büyük bir tehlike atlatmıştır. Öte yandan, arı sokmalarına karşı alerjisi olanlara değil eşşek arısı küçük bir arının bir kere sokması yeterlidir. Colgate-Palmolive Türkiye firmasının Samsun Bölge müdürü Ayhan BAŞKIR çıplak ayakla ezdiği arı tarafından ayak tabanından sokulmuş vücudunun şişmesi üzerine nefes almakta zorlanmaya başlamış, boğulmak üzere iken yapılan bir alerji enjeksiyonuyla hayata dönmüştür. Oysa, Raif dayının Dursun YILMAZ aynı şansa sahip olamamış, ormanda iken arı sokması sebebiyle hakkın rahmetine kavuşmuştur.
"Bit yiğitte pire itte olur" diye bir atasözümüz bile vardır. Pirele henüz köyümüzde hükümlerini sürdürseler de zannaederim bizde yiğitlik kalmadı ki bite de rastlanmaz oldu. Öyle ki, bitler yuva yapardı saçlarımızın köküne. Maymunlar gibi bit ayıklama fasılları yapılırmış bir zamanlar. Sonra ilaçlar, temizlik kuralları vs derken hepsi bitti. Ancak tütün biti hala var.
Fare
Halk dilinde “sıçan” diye adlandırılan farelerin her çeşidi köyümüzde mevcuttur. Tarla faresi, ev faresi, fındık faresi… Bu hayvanlardan korunmak için hemen hemen her evde bir iki kedi barındırılmaktadır. Önceleri kedilere ilaveten mekanik fare kapanları kullanılırken son yıllarda kimyasal zehirler de kullanılmaya başlanmıştır. İnsanlara zararı özellikle tütün hevenklerinin iplerini kesmeleri ambarlardaki bakliyat ve buğday gibi gıdalara yaptıkları saldırılardır.
Geme
Geme farelerin 3-5 katı büyük olanlarına verdiğimiz addır. Farelere her alanda rastlamamıza rağmen bunlar insanlardan gizlenerek yaşarlardı. Ta ki Sosyalist blok çökene kadar... Ne olduysa bundan sonra oldu. Önce Çernobil kazası derken Beyaz Balina Aydın’ın ziyareti ardından Kefal cennetine dönen Karadeniz ve sahil kesimlerinden başlamak itibariyle köylerimizi basan Geme saldırıları ve artan Kanser vakaları… Bunların bir birleriyle ne kadar bağlantısı var bilemiyorum ama Geme sayısının artması çok ilginçti. Karadeniz’in öte yakasından yüzerek geldikleri efsanesi bile vardır.
Hamamböceği
Köyümüzde hamam yok ama hamam böceği vardır. Her yerde olduğu gibi köyümüzde de bulunur bu kara fatmalardan.
Karasinek
Kambersiz düğün, sineksiz köy olmaz. Bilimsel dergilerde kimi zaman kötü kokuya neden olan pislikleri temizleyiciler olarak kimi zamanda mikrop taşıyıcı olarak tanıtılan dünyanın bir numaralı haşaratı kara sinekler köyümüzde de mevcuttur. Ev ve ahırlarda özellikle yaz mevsiminde bizlere zor anlar yaşatırlar. Evlerde korunmak için pencereler tel sineklikler, kapılara tül perdeler takılmakta hatta onları öldürmek için muhtelif kimyasal ilaçlar bile kullanılmasına rağmen bu sinekler nedense bizleri hala çok sevmektedirler.
Karınca
Örümcek
Muhtelif türleri vardır. Ancak bizlere hiçbir zararı yoktur. Tek sıkıntı verdikleri yer evlerin içlerine kurdukları ağlarıdır. Temizlik esnasında sık sık temizlemek zorunda kalıyoruz. Hepsi bu. Sokma, ısırma gibi bir tehlike göstermemişlerdir.
Sivrisinek
Köyde sivrisineğin üreyebileceği ortamlar yoktur. Ancak hafif bir karayel ile pirinç ekimi yapılan sahil kesimlerinde köylere doğru savrulmaktadırlar. Aslında köyün sivrisineği köyümüze yetmektedir. Özellikle derelerimizde üremesi muhtemel olan bu hayvanlar Peygamber Böceği ya da Yusufçuk adını verdiğimiz Helikopterlere modellik yapmış olan böcekler tarafından avlanmaktadırlar.
[Koşar, Ç. Köy İncelemesi, Samsun, 1984 ]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder