/Hicabi AY yazıyor
Hatırladığım kadarıyla eski düğünlerimiz cuma gününden başlar damadın arkadaşları ya da köyün gençleri davul zurna eşliğinde davulun ritimlerine uyarak dibek de keşkek döverlerdi.(dibek içi oyulmuş taştan ya da ağaçtandır. Dövme işlemi de bir nevi kazmayı andıran ve salgı denilen tokmaklarla yapılırdı.)
Hazırlanan keşkek malzemesi ve diğer yemekler pişirilmeye başlardı. Cumartesi sabah davul zurna eşliğinde komşular ve köylüler düğüne davet edilirdi.(Davetiyeye dolaşacak olan kişilere köy atlayın ama ev atlamayın diye düğün sahibi söylerdi ve her evin önüne davullu bu ekip girerek düğünümüze buyurun derlerdi. Böylece aralarında küslük ve kırgınlık olanları da davet ederlerdi.(Düğünlerimizde barışmaya vesile olurdu.) Düğüne davet edilen ev sahibi davulculara bahşiş verirse davulcu o evin önünde kısa bir davul gösterisi yapardı.)
Öğleden sonra damat evinden hazırlanan kına malzemeleriyle ve hediyelerle birlikte kına yakmaya gidilirdi. Kına yakılma töreni esnasında erkekler davul zurna eşliğinde evin bahçesinde ya da uygun bir yerde oynarlardı. Kadınlar evin içinde eğlenir ve oynarlardı. Kına yakma merasimini akşam gelin tarafı gerçekleştirirdi. Damat tarafında gidenler davul eşliğinde geri dönerlerdi ve damadın evinde gece düğünü devam ederdi. Bu arada gelen davetlilere verilecek yemekler hazırlanmıştır. Salaç altlarında “küre” denilen yerlerde ateşler yakılırdı. (küre üzerine büyük kazan koymak için karşılıklı konmuş iki taşın arasına yakılan ateş)
Düğün yemeğinin olmazsa olmazları olan süper ikili keşkek, yahni ve diğerleri pişirilirdi. Gece düğününe kız tarafından gelirlerdi.(ciiiis görme) Kız tarafından gelen davetlilere verilen yemekte kızın erkek kardeşi yoksa yakın akrabalarından yemek yemez küserdi ve ona bahşiş verilirdi ve yemeği öyle yerdi. Bu arada düğün davul eşliğinde devam ederdi. Yemeklerini yiyen kız tarafı da oyunlara katılırdı. Düğün oyunları anonimdir. Böylece gece geç saatlere kadar yemekli davullu zurnalı düğün yapılırdı.
Ertesi gün öğleden sonraya kadar düğün devam ederdi. Gelen davetlilere mutlaka yemek ikram edilirdi. Bu arada düğün alanına yaklaşan erkek davetlilere davulcu bizzat karşılardı ve düğün alanına döndükten sonra kısa bir davul gösterisi yaparak davulu önlerine yatık olarak bahşiş para atmaları için tutarlardı. Oyun ve eğlencelerle öğleden sonraya kadar devam eden düğünden sonra gelin almaya gidilirdi. (daha önceden damat tarafının aldığı çeyiz ve eşyalar kız evine gönderilmiş olur)
Gelin alma töreni esnasında kız evinin kapısı tutulur ve bahşiş istenirdi. Bahşiş de anlaşıldıktan sonra kapı açılırdı. Damat tarafından gelen muhtelemen damadın yakın akrabaları evin içerisinde gelin alma hazırlığı yaparlardı. Bu arada çeyiz ve eşyalar getirilen vasıtalara yüklenirdi. Eşyaların üzerine oturan bir kişi bahşiş almadan eşyaları vermezdi. Evin önünde gençler oynamaya devam ederlerdi. Eşyalar evden çıkarıldıktan sonra küçük bir eşyayı alan bir şahıs müjdeci olarak damadın evine herkesten önce giderdi. Damadın annesinden müjde isterdi. Delil olarak ta yanında getirdiği eşyayı gösterirdi. Muhtemelen müjde mükafatı olarak canlı tavuk verilirdi.
Gelin alma işlemi bittikten sonra düğün alayı yola çıkar ve damadın evine doğru ilerlerken köy çocukları tarafından önü tutulur ve bahşiş isterlerdi. Düğün alayı damadın evine geldikten sonra gelin vasıtadan inmezdi. Kaynana muhtemelen bir inek hediye ederek indirirdi. Arabadan inen gelinin eline ekmek ve Ku'ran-ı Kerim verilirdi.(eli bereketli ve itaatkar olsun diye) Böylece gelin damat evine girerdi ve kız tarafından gelen akraba ve arkadaşları gelinin çeyizlerini gelin odasına sergilemeye yardım ederlerdi.
Bu arada evin dışında eğlence devam ederdi. Gelin gelmeden önce damat saklanırdı. Davul zurna eşliğinde damat aranır ve bulunurdu.(burayı yazarken recep hocanın dedesinin evindeki bacaya saklanışını hatırladım)damat bulunup getirildikten sonra düğün töreni biterdi.
Gerdek ve Duvak
Düğünden sora Pazar günü akşam namazından sonra gerdek gecesi hazırlığı yapılır. Gelinin yakınlarından bir kaç bayan o gün erkek tarafına misafir olarak gelir.
Akşam namazında sonra İmam gelir. Nikah kıyar. Ardından damat, gelinin bulunduğu odaya sırtı yumruklanarak sokulur. O saate kadar pek ortalıkta gözükmeyen damat o yumrukları yemeden o kapıdan geçemeyeceğini bildiği için sırtına isabet edecek yumruk sayısını azaltmak için gerdek odasına adeta can havliyle kendini zor atar. Odalanan gelin ve damat evde yalnız bırakılır. Hane halkı ve misafirler komşular tarafından bir geceliğine misafir edilir.
Gelin ve damat halvet olmadan önce iki rekât namaz kılar. Yetişkinler evin dışında yakınlarda beklerler. Damat halvetten sonra tüfek veya tabanca ile bir el dışarıya bir el ateş eder. Sabah gelin odasına gelinin yakınları olan bayanlar girer. Kontrollerden sonra Zifaf tamamlanmış olur.
Pazartesi günü gelinin odasında duvak denilen bir eğlence yapılır. Bu eğlencede davul zurna yoktur. Ayrıca, sadece bayanlar iştirak eder. Bayanlar gelinle birlikte tef çalıp (eskiden tabi. Şimdi teypler compack disc’ ler var) oyunlar oynar güler eğlenirler. Duvak merasimi de düğünde olduğu gibi aynen yemeklidir. Gelin tarafından gelen bayanlara gelinin ağabeyleri ve yakın akrabalarından bir kaç kişi refakat eder. Bunlar eğlenceye katılmazlar. Yemek yer çay kahve içerler. Eve oldukça uzak bir yerde beklerler. Davetliler yolcu edildikten sonra duvak merasimi biter.
Son söz
Bizim ellerin düğünleri dört gün üç gece sürer. Cuma günü ikindi namazından sonra keşkek dövme ve davet ile başlayan düğünlerimiz Pazartesi günü ikindi namazı vaktine kadar süren duvak merasimi ile son bulmaktadır.
ONLAR ERDİ MURADINA BİZ ÇIKALIM KEREVETİNE.
BİZİM ELLERDE KADINLARA AYDA DUVAK VAR DEMİŞLER ONLARDA MERDİVEN NERDE DİYE SORMUŞLAR.
NOT:BU YAZIYI YAZARKEN MÜMKÜN OLDUĞU KADAR KÖYÜMÜZÜN KÜLTÜRÜNÜ YANSITMASI AÇISINDAN 20-30 YIL ÖNCESİNE GÖRE YAZMAYA ÇALIŞTIM. MALESEF SON DÖNEM YAPILAN DÜĞÜNLER KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITMIYORLAR EN AZINDAN KISMEN DEFORME OLMUŞLAR.YUKARIDA YAZDIĞIM DÜĞÜN KONUSUNDA EKSİKLERİM MUTLAKA VARDIR BUNLAR BENİM GÖZLEMLEYEBİLDİKLERİM.... SAYGI VE SEVGİLERİMLE..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder