Tepe üzerine ve yakalara yerleşik olan köyümüzün içme suyu kaynakları oldukça kısıtlıdır. Mevcut kaynaklar da bir türlü düzenli olarak kullanılamıyor.
Köyün su ihtiyacı eskiden, yaz aylarında birçoğu kuruyan ya da dibinde kalan suyu içilemeyecek kadar kirlenen kuyulardan sağlanırdı.
Yetmişli yılların başında köy hudutları içerisinde kalan ormanlık bir mevki olan Mercimek Bacağındaki derenin suyu getirilmek istendi köye ve köylü topluca çalışmalar yaptı ama bu girişimden bir sonuç alınamadı.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Gelemet Köyünün Muratlı mevki denilen mezarlık alandaki derenin içindeki su kaynağı alınmak istendi. Köylünün toplanıp iki üç gün süren kaynak kapasite çalışması da sonuç vermeyince bundan da vazgeçildi.
Yine aradan biraz zaman geçti ve bu sefer Aşağı Pınar (aşşapuvar) denilen su köye kazandırılmak istendi. Burada yapılan çalışmalar günlerce sürdü. Kaynağın önü açıldıkça suyun daha gür akması beklenirken maalesef kaynakta çekilmeler olunca buradan da vazgeçildi.
Bir türlü nerenin suyu köye şebeke olarak verilecek karar veremedik ve bu konuda bir istikrar sağlayamadık. Toplu çalışmalardan bir sonuç alınamayınca köyde bazı aileler kendi aralarında toplanarak bireysel girişimlerle köyün ormanlık alanlarından kendilerine özel olarak su getirmeye başladılar.
Zaman zaman umutsuzluğa kapıldığımız uzunca süren bir çalışma sonucu zannederim seksenli yılların başında Cilim Mevkiinden devlet tarafından köye su getirildi ve köyün bir kısmı suya kavuşturuldu. Fakat bu su da istikrarlı bir şekilde kullanılamadı. Bildiğim kadarıyla geçen yıllarda bu su köyün en yüksek tepelerinden biri olan Ayla Mevkisine yapılan ana depo ile köyün tamamına ulaştırıldıysa da köyün su ihtiyacına bir türlü yeterli düzeyde cevap veremedi.
Son bir girişim de Alaçam Kaymakamı Sayın Mustafa MASATLI beyin 2005 yılındaki köy ziyaretleri sırasındaki özel ilgisiyle Eski Köy Mevkiindeki Mercimek Bacağı deresi suyu eski su deposuna bağlandı ve köy tam bol suya kavuştu derken sular yine istikrarlı akmamaya başladı.
Allah’ın canlılara bahşettiği hayatın vazgeçilmez kaynağı olan su köyümüzde bir sorundur. Bu çözülmesi çok zor bir mesele değildir aslında. Yerleşim yeri seçiminde genellikle insanlar su kenarlarını tercih etmektedirler. Köye ilk yerleşen atalarımız bu durumu elbette biliyorlardı. Söylentilere göre ilk defa Köyaltı Mevkiine kurulan köyümüz Çamur ve Bataklık olduğu için tepe ve yakalara taşınmıştır. Tabi bu tepelerin koca koca çam ve Köknar ağaçlarıyla kaplı olduğunu hatırlatmaya da gerek vardır. Çünkü şimdi biz bu ağaçları saçaklarıyla birlikte söküp yerlerini tarla yaptık. Her çağda akarı küçük bir dereyi andıran AŞŞAPUVAR’ımız bile tüm köylünün ihtiyacına her mevsim cevap verebilirken şimdi yaz aylarında kurumaya yüz tutuyorsa bunu iyi değerlendirmemiz gerekmektedir.
Bu zamana kadar köyün problemleri ile ilgili bir yazı yazmadık. Bizi tanımayanlar okuyucular zannederim bu yüzden köyümüzü güllük gülistanlık zannedebilirler. Ama SU MEDENİYETTİR. Bu konuda oldukça sıkıntılıyız. Gelecek nesillere daha yaşanır bir köy bırakmak için bu sorunu kökten çözmek gerekiyor. Köy bizim değil Gelecek nesillerindir. Onları mağdur etmeye hakkımız olmadığını düşünüyorum.
Saygı ve sevgilerimle.
27 Aralık 2007
/Hicabi AY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder