31 Mart 2008 Pazartesi

Etek Ansiklopedisi



Etek, tarihte bir yanlışlık nedeniyle kadınlara özgü bir giysi olmuştur. Erkeklerin eteği bırakıp pantolona geçmesi öyle birden bire ortaya çıkan bir teknolojiyle falan olmamıştır.

Bize kostüm tarihi olarak öğretilen Avrupa kostümü tarihine göre, ortaçağda erkekler kolay hareket edebilmek için daha kısa etekler giymeye başlamış ve ısınabilmek için de çorap tercih etmiş, ancak kadınların kısa etek giymesi yasaklanmıştır; zira ortaçağdır bahsettiğimiz, bacakları belli olursa yakarlar alimallah. Zamanla erkeklerin çorapları daha kalınlaşmış, etekleriyse iyice kısalmış, hatta 15. yüzyılda “mini” boya gelmiştir. Ancak kadınların eteklerini kısaltması yasağı sürmüş hatta uçları yere kadar uzanmıştır. Hiçbir devirde eteğin modası ortadan kalkmamış ve 20. yüzyıla kadar da kural gereği bileğin yukarısına çıkamayacaktır. Bu arada erkekler çoraplarına (Pantolon) bir ön kapak (fermuar kısmı) koymayı bile keşfetmişlerdir. Bu mantık da 16. yüzyıldan bu yana hemen hemen hiç değişmemiş, sadece geliştirilmiştir. 18. yüzyılda da çorapla hala kilot demeyi tercih ettikleri pantolonu birbirinden ayırmış, böylece rahata ermişlerdir.

Bunca zaman içinde bir tek din adamları, böyle bir değişikliğe gitmemişlerdir; onlar hiçbir zaman eteklerini kısaltma gereği duymamışlardır; çünkü onlar hiç çalışmak zorunda kalmamışlardır. Hâlâ da etek giymeye devam ederler.

20. yüzyılda ise kadınların kaderi değişmiş; atağa geçmiş, her alanda kendilerine yer bulmaya çalışmış, güçlerini kazanabilmek için erkekler gibi olmaya çalışmış, bu arada kısa etek de, pantolon da giyebileceklerine karar vermişlerdir. Ondan sonra etek denen giysi, altında olan şeyleri birer rüyadan çıkarıp, gözler önüne sermeye başlamıştır. Bu da tabii, erkeklerin çok hoşuna gittiği için, kadınlar da artık pantolon giyebilmelerine rağmen bu nimeti elden bırakmamışlardır. Ancak erkeklerin böyle bir devrim yapmaya ne isteği, ne ihtiyacı olduğundan; onlar sadece pantolon giymeye devam etmişlerdir.

Bugüne geldiğimizde ise bana göre etek giymek son derece mantıksızdır ama tercih meselesidir elbette. Birçok kadın bunu rahat olmak için tercih ederken, birçokları da hedef alınmış bir erkeği ya da etraftaki bütün erkekleri cinsel çağrışımlara sürüklemekten zevk aldığı için bu kıyafeti tercih eder. Bana göre etek giyip sokağa çıkmanın, bornozla sokağa çıkmaktan farkı yokken, son derece muhafazakâr olan anneannem için pantolon diye bir kadın giysisi yoktur. O etek haricinde hiçbir şeyle rahat edemez, çünkü ne vapurda yere oturabilme derdi vardır, ne minibüse binme derdi vardır, ne otururken bacaklarını açabilme ihtiyacı duyar ne de sürekli başa çıkması gereken tüyleri vardır.

Etek meselesinin en saçma tarafı da, bir dönem kamu çalışanlarına şart koşulmasıydı. Kadının kadın olduğunun, erkek olmadığının, erkek gibi bile olamayacağının, erkeklerin dünyasında kadın olarak kalmak zorunda olduklarının kurumsal dayatısıydı. Bir de getirdiği cinselliği güya ortadan kaldırmak için boy sınırlaması koyulmuştu ki; anlaşılır gibi değildi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder