30 Mayıs 2007 Çarşamba

Vincent Van Gogh ve Köylüler



Ekin Biçme Zamanı

Aşağıdaki linkte size Vincent Van Gogh'un köylüleri çalışırken ve dinlenirken gösteren resimlerini sunuyoruz. Tamamı yağlıboya olan bu resimlerin önemli bir kısmı, ressamın hayatının son bir yılını akıl hastanesinde geçirdiği Saint-Rémy'de çizilmiştir.

Bu resimlerde, köylülerin buğday ve patates tarlalarında çalışmalarını, çalışma arasında dinlenmelerini, eve dönüşlerini ve evde akşam geçirdikleri saatleri göreceksiniz. Resimlerdeki gerçeklik ve iç dünyayı yansıtma başarısı; köylülerin yorgunluğunu fakirliğini ve hayatı kabullenmişliğini açıkça önümüze sermektedir.




Vincent Van Gogh (1853 - 1890)

Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bir köyde dünya’ya gelir.

Zengin tablo tacirlerinin yeğeni olan Vincent Van Gogh, bir resim galerisinde satıcı olarak hayata atılır. Bir süre sonra, içindeki coşkun din tutkusuna kapılarak rahip olmayı aklına koyar. Belçika'nın madencilik bölgesi Borinage'da geçirdiği aylar Van Gogh'un bütün varlığını derinden sarsacaktır: bu sefaletle yüz yüze geliş, ondaki din ve Tanrı inancını alıp götürür.

İnsanların yalnızlık, hüzün ve acı içindeki hallerinden etkilenip bunları resmeder. Acı çekenlere ilgi duyar; içinde yaşadığı dünyada kendisini uyumsuz hisseden bütün melankolikler gibi.. Mutsuz olmasının bir diğer nedeni yalnızlığııdır. Hiçbir zaman hiçbir şeyi başaramayacağına olan inancı, kendisinden kuşku duyması, trajik yazgısıdır onu melankolik yapan..

Ondaki olağanüstü yeteneği fark eden küçük kardeşi Theo, ağabeyine maddî ve manevî yönden destek olur. Yedi yıl boyunca (1878-1885) ressam, sürekli desenler ve taslaklar çizerek Belçika ve Hollanda'da dolaşır durur, bu çalışmalarının sonunda da ilk büyük kompozisyonunu yapar: Patates Yiyenler.

Kardeşine her gün uzun mektuplar yazar. Bu mektuplar ressamın hayatını daha yakından tanımamıza yardımcı olmuştur. 1886'da Paris'e, Theo'nün yanına giden Van Gogh orada Pissarro, Gauguin ve Toulouse-Lautrec ile tanışır. İzlenimciliğin etkisinde kalan sanatçının resimleri artık eskisi kadar karanlık ve kasvetli değildir.

1889'da bir kulağını kestikten sonra, Saint-Rémy'deki akıl hastanesine yatmaya gönüllü olarak gider. Bu dönem onun hayatının en zorlu dönemi ve aynı zamanda en yaratıcı dönemidir. Burada kendi içsel sıkıntılarıyla savaşır ve maalesef hastalık onu tamamen sarmalar. Nisbeten iyi olduğu zamanlarda hastane görevlileri onun dışarı çıkarak açık havada resim çizmesine izin verirler ve desteklerler. 29 Temmuz 1890 da kendini vuran Van Gogh iki gün sonra ölmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder