17 Nisan 2007 Salı

Köyde Öğretmen Olmak





Sınıf Öğretmenliği Programındaki öğrencilerimin köy gözlemi ve öğretmenlerle görüşmelerinden sonraki görüşleri... /Dr. İkram Çınar


Köyde Öğretmenlik Yapmanın
Öğretmen Açısından Sıkıntılıları ve Olumlu Yönleri

Köyde öğretmenlik yapmak! Yüzeysel olarak bakılırsa köyde öğretmenliğe; mesleğini severek gerçekleştiren biri için doğal olarak bakmak mümkünken,  mesleğini yapmış olarak yapan biri için tam bir işkence olarak görülebilir. Değil midir ki, her bir yaşantının zorlukları ve olumsuzlukları her daim vardır.

Günümüz şartlarında, köylerde öğretmenlik mesleğini yapmanın sıkıntıları ve olumsuzlukları aynı anda yaşanabilir. Sıkıntılarını büyüteç altında inceleyecek olursak,   temel sorunlarından biri coğrafi koşullarının güçlüğü olabilir. Özellikle şehirden gelen öğretmenler; taşra kentinin aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarına,  dağlık,  tepelik yollarına,  köyün yerleşim mekânına alışmakta oldukça zorlanabilirler. Şehir merkezlerine gerçekleştirilen ulaşım zorluğu,  hatta zaman zaman ağır kış şartlarının imkânsızlığı, öğretmenin şehirle bağlantısını kopararak sosyal ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı yaşamasına sebep teşkil eder. Bunların yanı sıra, öğretmenin köyde ikamet etmesi durumunda lojman sorunu yaşaması da mümkün. Öğretmen lojmanının bakımsızlığı,  tüm ihtiyaçları karşılayamayacak durumda olması, elektrik ve su kesintisi problemlerinin yaşanması da seçenekler arasında yer alır.

Köy halkıyla iletişim kurulması; eğitim-öğretim faaliyetini gerçekleştirmek üzere görevli bir öğretmen olunması açısından bir gereklilik. Böyle bir durumda köylüyle ilk önceleri yaşanacak iletişim sorunları ve sonradan kendini gösterecek kopuşlar öğretmen için problemler oluşturacaktır. İletişim kuramamanın nedenlerinden biri olarak,  özellikle doğu bölgelerde Kürtçe konuşulması öğretmenin karşısına çıkabilir. Köylünün Kürtçe konuştuğu ve öğretmenin Kürtçe bilmediği bir durumda,   aralarında anlaşmazlık ve birbirlerini anlayamama sorunlarının yaşanması olasıdır.

Köyde yaşayacak öğretmen,  köy halkıyla iletişimini güçlendirmek için onların yaşantılarına girmelidir. Öğretmen köylünün örf ve adetlerine uyum sağlama ve kabullenmenin yanında,  hala süre gelen ve yasalarca suç sayılan törelerinde içine girmiş olacak. Yaşadığı ülkenin kanunlarına aykırı gelen törelerden  (kan davası, başlık parası… vb.)  köy halkını vazgeçirmeye (mantıklı bir şekilde)  çalışsa bile, yıllar yılı süre gelen ve köylünün sıkı sıkıya bağlı olduğu töreleri kaldıramaz. Bu da öğretmenin bocalamasına yol açacaktır.

Öğretmenin şehirden her an faydalandığı sağlık kurumlarının, doktor, ilacın çoğu zaman köy şartlarında temin edilemeyecek olması, öğretmenin yetersiz sağlık koşullarıyla karşı karşıya kalmasına sebep olacaktır.

Tüm bunların yanında, öğretmen eğitim-öğretimi gerçekleştirirken de bir takım sıkıntılar yaşayacaktır.   Yukarda bahsettiğim üzere farklı bir dil kullanan köyde çocuklarda Türkçeyi pek bilmeyecek belkide hiç anlamayacaktır. Böyle bir durumda öğretmenin öğrencilerle iletişimi oldukça güç gerçekleşecektir. Sınıf içerisinde yaşları çok büyük olan ve hala ilkokula devam eden ve Türkçe bilmeyerek okuma-yazma öğrenmeye çalışan öğrencilere sağlıklı bir eğitim-öğretim ortamı oluşturmak oldukça zor olacaktır. Köylünün genelde savunduğu görüşe göre kız çocuklarının okutulmaması ve öğretmenin muhtemelen buna karşı çıkarak aileleri ikna etmeye çalışması da sorunları sınıf ortamına taşıyacaktır. Köy bütçesi ve öğretmenin elde edeceği imkânlar çerçevesinde sınıf ortamını sağlıklı bir eğitim öğretim ortamı halinde düzenlemek gerekli araç ve gereçleri temin etmek, okul ve sınıfın bakımını gerçekleştirmek kendini ayrı bir problem olarak gösterecektir. Yetersiz kalan eğitim-öğretim malzemeleri öğretmeni zor duruma sokacak ve kaliteli öğretim gerçekleştirilmesini güçleştirecektir.

Öğretmen;  köyde personel yetersizliğinden dolayı müdür,  memur, müstahdem görevlerini de gerçekleştirmek durumunda kalacaktır. Öğretmene ekstradan işler çıkacağı için öğretmen kendine zaman ayıramayacak ve yoğun bir çalışma temposuna girecektir. Bu olumsuzlukların yanı sıra;   fikir alışverişinde bulunacağı,  bilgilerinden faydalanabileceği ve yarar sağlayabileceği birinin olmaması,   öğretmenin yaşayabileceği temel sıkıntıların başında yer almakta.

Aslında insan görmek isterse baktığı şeyde pek çok olumsuzluk görebilir. Asıl olan ise;  tüm olumsuzlukların içerisinde olumlu noktaları bulabilmek,  güzelleri fark edip çekip alabilmektir. En başta;   sizin gözlerinize bakarak kendilerini görmeye çalışan, ağzınızdan çıkacak sözleri kollayan,   inanan, güvenen ve benimseyen, geleceğine şekil verebileceğiniz ufacık çocukların hayatlarına girmek,   ne büyük mutluluk verir insana. Öğretmenlere emanet edilen ve şekillendirilmeyi bekleyen çocuklar istenildiği üzere yetiştirilebilir

Şehrin yoğunluğundan sıyrılarak; köyde hava kirliliği, trafik sorunu, gürültü,  ekonomik sıkıntılara sebep olan ikamet, sorunlarını yaşamadan, strese girmeden kaliteli bir eğitim-öğretim gerçekleştirilebilir.  Ayrıca;   öğrenci sayısının az olmasıyla,  öğrencilerle bire bir iletişime geçme ve öğrencilerle yakın ilgide bulunma imkânları artacaktır.

Köy halkının şehirde yaşayan velilere oranla, okul ve öğretmene duyduğu saygı ve sevginin yoğun olması sebebiyle öğretmen saygın bir mevkice sahiptir. Öğrenci velileriyle kurulacak yakın ilişkiler sayesiyle öğrenci sorunlarına daha fazla eğilebilme,   eğitim-öğretim ortamını bu kriterlere göre zenginleştirme olanağına sahiptir. Öğretmenini seven ve gözünde mükemmel bir insan olarak canlandıran öğrenci; hem öğretmene hem de öğretmenin yaptığı çalışmalara daha fedakâr ve özverili bir şekilde yaklaşacaktır.

Amirlerin yersiz baskılarından uzak ve şehrin karmaşasından sıyrılmış öğretmen,  eğitimin amaçlarına uygun olarak özgür ve vicdani bir çalışma prensibi belirleyerek uygulayabilir. Bunların yanı sıra;  kırtasiyeciliğe dayalı uygulamalar,   dersliklerin yetersizliği gibi sorunları bir kenara bırakarak uygulayacağı eğitimin kalitesini arttırabilir.

Köyde öğretmenlik yaparken; köyde yaşamın verdiği rahatlıklardan yararlanarak, gereksiz harcamalardan kaçınarak ve haliyle ekonomik harcamaları en aza indirerek öğretmen geleceğine yatırım yapabilir,  maddi birikimler gerçekleştirebilir. Öğretmenin köyün temiz havası ve dinlendirici ortamıyla,   şehirde karşılaşma oranının daha yüksek olduğu hastalıklara yakalanma olasılığı daha az olacak ve buna dayalı olarak sağlık sorunlarının oluşturacağı maliyet azalacaktır.

Tam bunların ötesinde; öğretmenlerinin gözlerinin içine bakan, ağzından çıkan her kelimeyi doğru kabul eden,  her sabah yüzlerinde gülümsemeyle öğretmenini karşılayan çocuklar insanın tüm sorunlarını ardında bırakmasına sebep olabilir. Eskiden beri süre gelen, köy okullarındaki çocukların daha uysal, öğretmene daha bir saygıyla bakan bireyler olduğu görüşü eminim ki hala geçerliliğini sürdürüyor. Gerçeklikle söylüyorum ki;  şu anda bile kendimi bir köyde öğretmenlik yapıyor olarak düşlerken yüzümde bir tebessüm oluşuyor. Bilim ve teknolojiyi takip ederek, gelişen ve değişen yaşam standartlarını göz önünde bulundurarak ve bilgilerini tazeleme ve geliştirme çabası içine girerek eğitim-öğretim faaliyetlerini düzenleyen öğretmen kaliteli bir öğretim gerçekleştirecektir. Tüm  zorluk ve  olumsuzluklara  karşı kendi prensiplerinden taviz  vermemesi,   hep  daha   iyiyi   hedeflemesi,  öğretmenin  köy   yaşantısına gömülmemesi yerine, köy   halkını  ideal  standartlar doğrultusunda ilerletmesini sağlayacaktır. Bu durumsa,  öğretmenin fikren ve manen huzurlu ve görevini hakkıyla yerine getirmesinden kaynaklanacak mutluluğu beraberinde getirecektir.
/Dilek BOZKIRLI




Köy Öğretmenlerinin Sorunları


Toplumların gelişmişlik düzeyi, ,yetiştirmiş oldukları insanların kalitesine bağlıdır. Bunun için eğitime destek verilmeli, mali bütçede eğitime mümkün olduğunca büyük pay ayrılmalıdır. İnsanlarda, kişiliğin temelleri çocukluk yıllarında atılır. Çocukluk yıllarında, birey ne öğrenirse büyüdüğü zamanda o davranışları gösterir. Daha sonra bu davranışları değiştiremeyiz. Burada okul öncesi ile ilkokul öğretmenlerine büyük görevler düşmektedir. Fakat ülkemizde sınıf öğretmenleri önemsenmemekle birlikte, bu dönem çocuklarında gelişimsel (zihinsel, psikolojik) özellikleri dikkate alınmamaktadır. Aksine kol öğretmenlerine büyük önem verilmektedir. Sınıf öğretmenliğinin bu derece basite indirgenmesinde devletin izlediği eğitim politikasının da yeri büyüktür. Çünkü bu alana eğitimle alakası olmayan kişiler getirilmiştir. Bu yüzden toplumun da, sınıf öğretmenliğine bakış açısı olumsuzdur. İster okumuş (cahiller) isterse okumamış insanlar olsun bu işin yalnız öğretim kısmıyla ilgilenmektedirler. Diğer faktörler göz ardı edilmektedir. Kısaca sınıf öğretmenliği cazip bir meslek değil, ancak insanların en son başvurdukları ( aç kalmamak için ) bir meslek olmuştur. Sınıf öğretmenlerinin ilk atandığı yer olan köylerde karşılaşılan sorunları şu şekilde sıralayabiliriz.

—Köyün öğretmenlere itici gelmesi: Gerek sosyal etkinliklerin olmayışı, gerekse köy yaşayışını görmeyenler için köyün son derece itici gelmesi,
—Köyde, sağlık kurumlarının olmayışı,
—Yiyecek temin edecekleri bir yerin olmayışı,
—Barınak problemi
—Ulaşım zorluğu.
—Köyde okumuş kimsenin olmayışı: Bu sorun yüzünden öğretmenin arkadaşlık kuracağı kimse olmadığından, öğretmenin kendisini geliştirememesi yüzünden mesleki erozyona uğramaktadır.
—Maddi sıkıntılar,
—Müfettişlerin, köy çocuklarının öğrenim düzeylerini ve çevre koşullarını bilmeden gereksiz açıklamalarda bulunmaları, öğretmenleri güç durumda bırakmaktadır.
—Öğretmenin, gün boyu ayakta durması ve tebeşir tozu yutması yüzünden sağlık sorunları ile karşı karşıya kalması,
—Köylülerin, çocuklarının eğitimiyle ilgilenmemesi,
—Öğrencilerin, dil problemleri yüzünden öğretmenin anlattıklarını anlamakta güçlük çekmeleri,
—Velilerin, veli toplantılarına katılmamaları,
—Okulun ihtiyaçları söz konusu olduğunda veli ilgisizliği,
—Öğretmenlerin her şeyi bildiği anlayışı, yüzünden öğretmenlere her türlü sorunu getirip, ondan bu sorunları çözmelerini istemeleri (hastalanan çocuklarına ilaç istemeleri gibi) gibi sorunlarla öğretmenler karşı karşıya kalmaktadır.  
/Saliha FİDANLIGÜL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder