8 Kasım 2007 Perşembe

Çoban İle Danışman



İnternette İMF ya da  DÜNYA BANKASI danışmanı olarak yer alan bu fıkranın orijinali aşağıdadır. Arthur ANDERSEN, Sigorta, mali müşavirlik gibi konularda hizmet veren bir şirket. Kuzey Amerika'da kurnazlık yapmaya çalışırken foyası ortaya çıkmış kişilere takılmak için “go work for arthur andersen” lafı kullanılırmış. Zannederim bu ifade, şirketin genel profilini özetliyor. Daha çok para, daha çok güç adına kendini mahvetmiş bir şirket.

Türk Telekom'un yeniden yapılanmasında danışmanlık yapacak firmanın seçimi için açılan ihaleyi Arthur Andersen kazanmıştı. Athur Andersen'ın 3.9 milyon dolarlık teklifle ihaleyi kazandığı, ancak daha sonra tutarın 5 milyon dolara yükselebileceği söyleniyordu. İhale sonrası şirket yetkilileri "En büyük teklifi veren biz değildik. Ancak başarabilirlilik de göz önünde tutuldu ki görev bize verildi" diyor ve yurtdışında fazlasıyla tecrübeleri bulunduğunu açıklıyordu. Türkiye'deki Arthur Andersen'ın tecrübe kazandığı kuruluşlardan biri de 'Jet Fadıl'ın şirketiydi. (akbulutkoyu.blogcu.com)



Arthur Andersen Danışmanı
Çoban yol kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Cerruti ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve YSL kravatlı bir sürücü aşağı inmiş ve çobana sormuş:
- Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin?

Çoban bir adama bir koyunlara bakmış:
- Tamam, diye cevap vermiş.

Genç adam arabasına park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış, bir NASA sitesine girmiş, GPS'ini kullanarak yeri taramış, bir data base ve logaritma ile doldurulmuş 60 Excel tablosu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış. Çobana dönmüş:
- Tam olarak 1586 adet koyunun var, demiş.

Çoban:
- Doğru diye cevap vermiş.
- Koyununu alabilirsin.

Genç adam koyunu almış ve jeep'inin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş:
- Eğer ben senin ne is yaptığını bilirsem koyunumu geri verir misin, diye sormuş.

Adam:
- Evet, neden olmasın, diye yanıtlamış.
- Sen bir Arthur Andersen danışmanısın.
- Nasıl oldu da bildin?
- Çok basit diye cevap vermiş. Buraya çağrılmadan geldin bu bir. İkincisi benim zaten bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden koyun istedin. Üçüncüsü yaptığım hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder