24 Kasım 2007 Cumartesi

Yakın Tarihimizde Öküz ve Kağnılar




Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sonucunu doğuran Kurtuluş Savaşımızın isimsiz kahramanları öküzler ve onların çektiği kağnılardır. Binlerce kağnının taşıdıklarıyla zafer kazanılmıştır. Özellikle, "Gavur Ankara'ya yürüyor, ey ahali! Yok mu erkeklerimize silah gönderecek kadınlar? şeklinde tellalların pazarlardaki ilanlarını duyan kadınlar kağnılarını koşmuş, çocuklarını evdeki yaşlılara, yetişkin kızlarına ve komşularına bırakmışlar, asker korumasında Kastamonu yolunu tutmuşlar, Seydiler Ovası’na vardıklarında kağnı kolunun dev bir yılan gibi ovayı doldurduğunu görmüşler, geceleri arabalarında bir yorgan altında yatmış, mola verdikçe öküzlerini otlatmış, yaprak yolup yedirmişler." (Erdoğdu / 74) ifadeleriyle aktarılan kahraman Türk Kadınları'nı zikretmek gerekir. Kağnı Kolları’nı en güzel tasvir eden eserlerden biri de Enver Behnan Şapolyo'nun yazdığı “Atatürk Anadolu’da” adlı eserdir. Kastamonu Halkı yediden yetmişe, canını dişine takarak bu güzergahı canlı tutmuş, askerlerimizi cephanesiz bırakmamıştır. Allah, şimdi çoğu rahmetli olmuş gazilerimizden ve kağnısı başında donan şehitlerimizden razı olsun.

Burada yeri gelmişken Kastamonu Cumhuriyet Meydanı'ndaki anıtla ilgili bir hususu belirtmek istiyorum; Şehit Şerife Bacı Anıtındaki öküzler yularından çekilerek götürülmektedir ki bu durum Trakya'ya hastır. Kastamonu yöresinde öküzler, üvendere ( ucu nodullu, çivili sopa, ürgendere, üğendere veya üvendere ) ile ve genellikle öküzlerin ardından idare edilir, gehlenir.  (yürümeleri için çağrılır.) Burada iki dikkatsizlik söz konusudur; Sanatının dikkatsizliği kadar, o dönemleri, kültürleri yazıp çizmeyen, resimlemeyen büyüklerimizin dikkatsizliği, böyle şeylere önem vermeyip aldırış etmemeleri de tenkit edilmeli diye düşünüyorum.
/Doç.Dr.Öcal Oğuz, Yozgat, G.Ü. Halkbilimci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder