23 Ekim 2007 Salı

Kafasızın Teki



Köyümüzde Kullanılan Eldeğirmeni.

Köyün birisinde bulunan su değirmeni taşının eskidiği için yenisi ile değiştirilmesi gerekiyormuş. Yeni bir değirmen taşı yapılmış ama değirmen taşının, yüksekçe bir yerden dere kenarına indirilmesi gerekiyormuş. Öyle ya dik bir yokuş, kırılmadan taşın yerine ulaştırılması gerekli. Köylüler aralarında durumu tartışırken bir tanesi ortaya atılıp;

- “Ben o taşı değirmene indiririm” demiş,
-“Nasıl?” diye sormuşlar.
-“Değirmen taşını yuvarlanacak şekilde kaldırın. Ben de kafamı taşın deliğinden içeri sokayım ve taşla birlikte beni yuvarlayın.”

Adamın dediğini yapmışlar ve adamla birlikte taşı yuvarlamışlar. Taşla birlikte adam yuvarlanarak dereye inmiş. Köylüler de dere dibine inmişler ama taş bir tarafta adamın gövdesi bir tarafta. Fakat adamın kafası kopmuş yok. Aramış taramışlar ir türlü adamın kopan başını bulamamışlar.

Aralarından birisinin, adamın evine gidip durumu karısına söylemesi gerekiyormuş. Zar zor birisini ikna etmişler ve seçilen köylü adamın evine gidip kapıyı çalmış. Kapıyı kafası kopan adamın karısı açmış. Köylü büyük bir üzüntü ve şaşkınlık içinde su sözleri söylemiş:

-“Kocanızın kafasını bulamıyoruz.” Kadın, adamın şaşkınlık ve üzüntü içinde olduğunu görünce biraz su getirip sakinleşmesini beklemiş. Daha sonra köylü tüm olanları kadına anlatmış. Kadın hiç üzülmemiş, aksine öfkeyle;

-”O kafasızın tekidir. O’nun kafası olsaydı o deliğe sokmazdı zaten.” Demiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder