30 Ekim 2007 Salı

Köy Kanunu Komedisi



Köy Genel idare teşkilatının en küçük yerleşim yeri, tüzel kişiliğe sahip bir mahalli idare. İlk insan ve ilk peygamber hazret-i adem’in çocukları çoğalıp yerleşmeye başladıkları zamanlarda yerleşim yerleri meydana gelmiştir. Tarih boyunca çeşitli milletler tarafından köyler kurulmuş, insanlar buralarda hayatlarına devam etmişlerdir. Kuruldukları yerlerin özelliklerine ve geçim şekillerine göre köyleri sınıflandırmak mümkündür. Dağ, ova, kıyı, yayla köyleri veya balıkçı, ekinci, hayvancı, bahçeci köyleri gibi.
Türkiye’de kırsal nüfusun yaşadığı yerleşme birimlerinin toplamı 74.000’dir. Bunların kırk bine yakını köy kanununun uygulandığı ve köy olarak tarif edilen yerleşme yerleridir. Geriye kalanı ise, idari yönden köylere bağlı çiftlik, mahalle, oba, mezra, iskele ve istasyon gibi çok az haneli yerleşim yerleridir. Küçük yerleşim yerleri büyüyünce, köy kanunu uygulanmasına girildiğinden, köy adetleri değişmektedir.
5442 sayılı İl İdare Kanunu’na göre yapılan idari teşkilatta köyler, bucak ve kasabalara bağlıdır. Köy kanunu ile merkezi idareyle olan münasebetleri düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, nüfusu 2000’den aşağı olan yerler köydür. Köyü, muhtar ve köy ihtiyar meclisi idare eder. Bunlar, seçmenler tarafından beş senede bir seçilir. Köyün öğretmeni ile imamı köy ihtiyar heyetinin tabii üyesidir.
Köy kanununa göre, yabancı uyruklu olanlar köyde mülk edinemezler ve İçişleri Bakanının izni olmadan orada yerleşip oturamazlar.
Osmanlılar zamanında bugünkü muhtarlık hizmetini görenlere, “köy kethüdası” denirdi. Halk arasında ise muhtara “köy kahyası” yahut sadece “kahya” adı verilirdi. 


442 Sayılı KÖY KANUNU
Kanun No: 442 Kabul Tarihi: 18 Mart 1340 ve 12 Şaban 1342
Yayını: 7 Nisan 1340 tarih ve 68 sayılı Resmî Ceride
İlgili Maddeler: 6, 8, 13, 14, 36, 68 Ek Maddeler:  9, 10, 11, 12, 13, 14, 15
BİRİNCİ FASIL  

Madde 6 - Birkaç köy arasında müşterek olan sıvat, sulak ve pınar, mer'a, baltalık, yaylak gibi yerler eğer bir köy sınırı içinde kalıyorsa o köyün malı olmakla beraber diğer köyler de eskisi gibi istifade ederler.
Bu gibi müşterek yerler hiçbir köy sınırı içinde kalmıyorsa buralardan istifade eden köylerin müştereken malı olup her köyün sınır kâğıdında bu hakları yazılır ve müştereken koruyup eskisi gibi istifade ederler.
Madde 8 - Köyün orta malı,  kanun karşısında Devlet malı gibi korunur. Bu türlü mallara el uzatanlar Devlet malına el uzatanlar gibi ceza görürler.
İKİNCİ FASIL
Köy işleri
Madde 13 - Köylünün mecburî işleri şunlardır:
1 -  Sıtma, sivrisinek tarafından aşılandığı ve sivrisinek de su birikintilerinde barındığı ve ürediği için her şeyden evvel köy sınırı dâhilindeki su birikintilerini kurutmak;
...........
6 - Evlerden dökülecek pis suların kuyu,  çeşme,  pınar sularına karışmayarak ayrıca akıp gitmesi için üstü kapalı akıntı yapmak;
7 - Köyde evlerin etrafını ve köyün sokaklarını temiz tutmak, her ev kendi önünü süpürmek;
8 - Çeşme, kuyu ve pınar başlarında gübre, süprüntü bulundurmayıp daima temiz tutmak ve fazla sular etrafa yayılarak bataklık yapmaması için akıntı yapmak;
9 - Köyün süprüntü ve gübreliğini köyden uzakça yol üstü olmayan sapa ve rüzgâr altı yerlerde yapmak ve herkese o gübrelikten ayrı yerler göstermek;
...........
16 - Köy yollarının ve meydanının etrafına ve köyün içinde ve etrafındaki su kenarlarına ve mezarlıklara ve mezarlık ve köy arasına ağaç dikmek. (Köylü her sene adam başına en az bir ağaç dikecek ve bu ağaç tamamen tutup yeşilleninceye kadar ağaca bakacak ve yeni dikilmişlere hayvanların sürünerek ve kemirerek zarar vermesinin önünü almak için etrafına çalı çırpı sarıp muhkemce bağlayacaktır.);
17 - Köy korusunu muhafaza etmek;
...........
23 - Köy hayvanlarında salgın ve bulaşıcı bir hastalık görülürse o gün bir adam yollayarak Hükümete haber vermek; bu haber üzerine kazadan bir memur gelinceye kadar hasta olan hayvanı diğerlerinden ayırmak ve hasta hayvan ile beraber bulunmuş olan hayvanları köyün hasta olmayan hayvanları ile karıştırmamak;
24 - Köyde su basması olursa birleşerek selin yolunu değiştirmek;
25 - Ekine, mahsule, yemişli, yemişsiz ağaçlara, bağlara, bahçelere zarar veren kuşları,  böcekleri,  tırtılları öldürmek. (Bunun için hangi tür kuşların ve böceklerin hangi zamanlarda ve nasıl öldürülmesi lâzım geldiği Hükümetten sorulacak ve nasıl öğretilirse öyle yapılacaktır.);
26 - Köy halkının ekilmiş ve dikilmiş mahsullerini, ağaçlarını her türlü zarar ve ziyandan muhafaza etmek;
27 - Mecbur olmadıkça yol üzerine halkın kolaylıkla geçmesine dokunacak şeyler koymamak;
28 - Birdenbire yıkılarak altında adam ve hayvanat kalacak derecede çürümüş veya eğilmiş duvar veya damları bir sakatlık çıkarmaması için yıktırmak veya tamir ettirmek;
...........
35 - Yaylımlara başlı başına hayvan salmamak ve ortaklama çayırları biçmemek;
...........
Madde 14 - Yapılması köylünün isteğine bağlı olan işler şunlardır:
1 - Köyün evlerinde ahırları odalardan ayrı bir yere yapmak;
2 - Ev, ahır, helâ duvarlarının iç ve dışları senede bir defa badanalamak;
...........
4 - Köy mezarlığının köyden ve caddeden uzak bir yerde, suların geldiği tarafta değil, akıp gittiği tarafta olmasına çalışmak ve etrafını duvarla çevirerek hayvanların girmesinin önünü almak ve mezarlığa gübre, süprüntü dökmemek, herkes mezarlarına iyi bakmak;
...........
8 - Köy sınırı içinde ve münasip yerlerde ve tepelerde orman yetiştirmek;
9 - Köyü, kasaba ve komşu köylere bitiştiren yolların iki kenarına ağaç dikmek ve köy sınırı içindeki yabani ağaçları aşılamak;
...........
29 - Köy korusu olmayan yerlerde koru yetiştirmek;
...........
BEŞİNCİ FASIL
Muhtarın göreceği işler
Madde 36 - Muhtarın göreceği Devlet işleri şunlardır:
...........
12 -             Köy sınırı içinde yangın ve sel olursa köylüleri toplayıp söndürmeğe ve çevirmeğe çalışmak, (Orman yangınlarında sınırdan dışarı olsa dahi yardıma mecburdurlar.);
...........  
SEKİZİNCİ FASIL
Köy korucuları ve göreceği işler
Madde 68 - Köy sınırları içinde herkesin ırzını,  canını ve malını korumak için köy korucuları bulundurulur.

ONUNCU FASIL
Müteferrik maddeler
Ek Madde 9 - (3367 – 20.5.1987) Köy muhtarı, köy ihtiyar meclisinin olumlu kararını aldıktan sonra, köy yerleşme planının yapılmasını bağlı bulunduğu mülkî amirden talep edebilir. Köy yerleşme planı, köy yerleşik ve gelişme alanını ihtiva eder.
Ek Madde 10 - (3367 – 20.5.1987) Valilikçe resen veya köy muhtarının talebi uygun bulunduğu takdirde,  köy yerleşme planının yapılması için Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonuna gönderilir.
Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonu,  Vali Yardımcısı başkanlığında Maliye ve Gümrük, Bayındırlık ve İskân,  Tarım Orman ve Köy işleri Bakanlıkları ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü mahallî kuruluşlarının birer teknik elemanı ile köy temsilcisinden oluşur. Gerektiğinde bu komisyona ilgili diğer kuruluşlardan da uzman eleman iştirak ettirilir.
Komisyon, köyün hâlihazır ve gelişme durumunu dikkate alarak, konut ve genel ihtiyaçlarına göre köy yerleşme planını düzenler. Bu plan üzerinde Tarım Orman ve Köy işleri Bakanlığı, merî İmar Kanunu ve bu konudaki yönetmelik hükümlerine tâbi olmaksızın, parsellerin konumunu belirleyen işleri yapar veya yaptırır. Bu plan valilikçe onaylanarak kesinleştirilir ve yürürlüğe girer.
Ek Madde 11 - (3367 – 20.5.1987) Komisyon kararı ve köy yerleşme planı köy muhtarlığına tebliğ edilir.  İtiraz edilmezse valinin onayı ile kesinleşir. Köy muhtarı köy ihtiyar meclisinin kararına dayanarak komisyon kararına karşı en geç 30 gün içinde valiliğe itiraz edebilir.  İtiraz valilikçe 15 gün içinde karara bağlanır. Bu karar kesindir.
Kesinleşen kararlar, Tarım Orman ve Köy işleri Bakanlığı tarafından uygulanır.
Ek Madde 12 - (3367 – 20.5.1987) Köy yerleşme planında konut alanı ve köy genel ihtiyaçlarına ayrılan yerler, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan mera,  yaylak, seyrangâh, yol, harman ve panayır yerleri gibi alanlar ve Hazinenin mülkiyetinde olup, kamu hizmetlerine tahsis edilmemiş taşınmaz mallar köy yerleşme planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybeder ve valiliğin talebi üzerine köy tüzel kişiliği adına resen tapuya tescil edilir.
Ek Madde 13 - (3367 – 20.5.1987) Köy tüzel kişiliği adına, köy yerleşme planına göre en çok 2000 m² olmak üzere tescil edilen parseller köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine ihtiyar meclisi kararı ile rayiç bedel üzerinden satılır.
Satış bedeli peşin veya en çok 5 yılda ve 5 eşit taksitle tahsil edilerek, o köyün imar işlerinde kullanılmak üzere köy sandığına yatırılır.
Köy ihtiyar meclisince satılan parseller üzerine satış tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde bina yapılması zorunludur.
Hak sahipleri bu yerleri 10 yıl müddetle başkalarına devir ve temlik edemezler.
Ek Madde 14 - (3367 – 20.5.1987) 6831 sayılı Orman, 2634 sayılı Turizmi Teşvik, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma, 1051 sayılı Kanunla değişik 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunları bu Kanun kapsamı dışındadır.
Bu Kanunun hükümleri, belediye mücavir alanında bulunan köyler için, valinin teklifi ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığının onayı ile uygulanır.
Ek Madde 15 - (3367 – 20.5.1987) Komisyonun teşkili, çalışma ve karar verme esas ve usulleri, köy tüzel kişiliği adına yapılacak tesciller, köy yerleşme planı düzenleme esas ve usulleri, ihtiyaç sahiplerinde aranan vasıflar, devir yasakları, taşınmaz malların amaca uygun kullanılma esasları, rayiç bedel tayini, satış esasları ve diğer hususlar bir yönetmelikle belirlenir.

Bu yönetmelik, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde Tarım Orman ve Köy işleri Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanır. Orman ve Köy işleri Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanır.




Köy Kanunu Komedisi
Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Akdeniz, 1924 yılında kabul edilen ve bugün hala uygulanan Köy Kanunu'nun günümüzün şartlarında geçerliliğini yitirdiğini söyledi.

Hüseyin Akdeniz, bugünkü Köy Kanunu'nda muhtarın ve köylünün uygulaması gereken kuralların bir öneminin kalmadığını belirterek, "Bu kanunları köylüye hatırlattığımız zaman köylü gülüyor" dedi. Köy Kanunu'nun 13. maddesinde 'Köylünün yapması gereken işler' kısmında 'sıtma, sivrisinek barınan su birikintilerini kurutmak', 'çeşme yapmak' 'çeşmeden akan fazla suların etrafta bataklık yapmasını engellemek' gibi çalışmaların artık İl Özel İdaresi Köy Hizmetleri kapsamında bulunduğunu belirten Akdeniz, muhtarların Köy Kanunu ile ilgili sıkıntılarını da şöyle özetledi:

"Köy Kanunu'nun 'Muhtarın göreceği işler' başlığı altında 36. maddenin 1. fıkrasında '0-6 yaş grubu çocuğun sağlık cetvelini muhtar hazırlar' diyor. Bunu artık Sağlık Müdürlüğü yapıyor. 2. fıkrada ise 'Köyün içerisinde asayişi korumak' diyor. Oysa günümüzde her köyde haberleşme aracı ve jandarma vardır. 6. fıkrada 'Köye gidip gelen yabancıların ne için geldiğini öğrenmek veya karakola bildirmek' diyor, ama 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu vardır. 10. maddede 'Köy civarında eşkıya görülürse tutuklamak' derken neye göre tutuklayacağız. 37. maddede ise 'Köylüye öğüt vermek' derken neyin öğüdünü vereceğiz. Bunun gibi birçok madde hem bize hem köylüye tebessüm ettiriyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder