19 Ekim 2007 Cuma

İnce Fikirler -1



Ben televizyonda yayımlanan gelin kaynana programlarını hiç izlemem. Buna karşılık belgeselleri ve özellikle ülkemizle alakalı gezi programlarını mümkün olduğunca izler, hiç kaçırmamaya çalışırım. Böyle bir gezi türü kültür programında Bursa’nın bir köyünde köylüler kendi köylerinde kurdukları atölyelerde turşu imalatı yapıyorlardı ve hemen hemen Türkiye’nin her köşesine gönderdiklerini söylüyorlardı. Bu ve buna benzer bir işletmeyi kendi köyümüzde kuramaz mıyız? Kurarız!

Köye yapacağımız küçük tesislerle köyde üretilen gıda ürünlerini yerinde işleyerek paket ve ambalajlayarak pazarlayabiliriz. Mesela kuru gıdalar ambalajlanarak pazarlanabilir. Köylümüzün ürettiği turşular, reçeller, ekşi ve pekmezler oluşturacağımız bir “MARKA” kutu ya da paketlerde köyün adına markalanarak pazarlanabilir. Böyle bir girişim için köyde olanlar ya da köy dışında olanlarla küçük küçük katılım paylarıyla ortaklaşa bir işletme tesis edilemez mi?  Hem köyde zaten var olan potansiyel daha da geliştirilerek bir gelir ve geçim kaynağı haline gelir hem de mevcut meyveciliğimiz ve sebzeciliğimiz geliştirilerek profesyonelce yapılır. Üreticilerin eline taze ve yeni para girişleri sağlanır. Böyle bir iş yerinin köy içinde olması köylümüze istihdam alanı sağlar ve birçok kişi asgari ücret peşinde büyük şehirlere göç ederek perişan olmazdı.

Lütfen böyle bir işi küçümsemeyiniz. Tarlada üretim, tesis içinde imalat ve  pazarlama derken onlarca hatta belki yüze varan sayıda insana doğrudan gelir getirecektir.

Köyün kalkınması insanımızın refah seviyesinin yükselmesi için böyle bir girişim gerekiyor. Birilerinin bu tür işlerin ucundan tutma zamanı geldi de geçti bile.

Önce gelir getirecek faaliyeletlerle başlamalıyız ki parasal sıkıntı ortadan kalkınca veya azalınca bu tür kültür faaliyetlerinin finansmanı doğal olarak ortaya çıkacaktır. Köy dışındaki dostlarımıza gerekirse adreslerine yazılı olarak veya telefonla ya da internet aracılığıyla ulaşabiliriz. Mutlaka duyarlı olanlar çıkacaktır.

Bunun için ne yapmamız gerekiyor?

Köyümüze bir yardımlaşma ve dayanışma derneği kuramaz mıyız? Böyle bir girişim sonucunda yardım bekleyen olmaktan çıkıp yardım eden durumuna geliriz herhalde. Gençlerimizin büyük şehirlerde asgari ücretle çalışabilmek için geldiklerinde ulaşım, kira, mutfak ve giyim kuşam gibi geçim masrafları altında sefil ve perişan olmaları önlenecektir. Belki de köyünde diğer işlerini de yaparak asgari ücretin yarısı ya da 3'de biri oranında çalışmaya bile razı olacaktır.

Gelir oranı yükselen köydeki dostlarımızın büyük şehirlere okumak için gönderdiği kardeşlerimizin burs arama sıkıntısı da ortadan kalkarak belki de burs verebilen bir kurum haline gelebiliriz.

Böyle bir organizasyon için köyün ileri gelenleri dediğimiz sözü geçen ve dinlenen dostlarımızla köyün muhtarı ve ihtiyar heyetiyle ön görüşmeler yapılabilir. Hatta köyümüzde zaman zaman 100 tanesini bir araya toplasan bir incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden doğan kırgınlık ve dargınlıklar refah seviyesi yükselirse ortadan büyük oranda kalkacaktır. Hatta köy halkının hoşgörü seviyesi de buna mukabil yükselecektir.

Gelir düzeyi yükselen insanlarımızın sağlık problemleri de kısmen de olsa daha kolay çözülecektir. Bunun için elini taşın altına sokacak insanlarımıza ihtiyaç vardır.

Köyümüzde bulunan, köy ekonomisine kazandırılacak ürünlerin isimlerini benim burada tek tek saymama zaten gerek yok. Bu toprakların çocukları olan sizler zaten biliyorsunuz. İsterseniz ben size uçuk bir fikir de olsa örnek olarak burada şunu söyleyebilirim. Yanmış çiftlik gübresinin paketlenerek saksı toprağı ya da peysaj toprağı (bahçe düzenlemesi)olarak paraya dönüştürülebileceğini hiç düşünmüş müydünüz?

Böyle bir iş için büyük bir sanayi kuruluşu haline gelmeye gerek yok. Bir iki ürünle küçük bir işletmecilik olarak faaliyete başlanırsa ve devamında piyasalarının beklentileri olan ya da ihtiyaç duyduğu ürünler araştırılarak ve özellikle bölgemizde yetişen ürünlerin de faaliyet yelpazesine eklenebileceğini düşünüyorum. Küçük bir faaliyetin büyüyerek dev bir tesis haline gelme ihtimali yüksektir.

Unutmayalım ki ülkemizin dev bir holding'i olan koç holding'in kurucusu rahmetli VEHBİ KOÇ ticari faaliyetine ANKARA’nın ara mahallelerinin birinde küçük bir bakkalda başlamıştır. Bu bakkaldan memleketimiz ekonomisine ve insanlarımızın istihdamına dev katkıları olan sanayii devleri ortaya çıkmıştır.

Saygı ve Sevgilerimle  memleket sevdalısı dostlarımızın dikkatine sunarım.
/Hicabi AY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder