8 Aralık 2007 Cumartesi

Bir bitki ektiler, hayatları değişti


Şehre göçün tartışıldığı bir ortamda köye dönüş de başladı. Şaka değil, köylüler artık geri dönüyor, topraklarına sahip çıkıyor, hayvancılık yeniden yeşeriyor.


Köylü şimdiden zengin olma hayalleri kurmaya başladı bile. Köy muhtarı “Kendim için birşey beklemiyorum, emekliyim zaten” derken, şunları demeden de edemiyor: “Köye zenginlik getirmesini bekliyoruz. Köyde sadece iki kişide araba var. En azından herkesin bir arabası olsun istiyoruz.”

Peki neydi, yıllar önce ayrıldıkları köylerine onları geri getirip, düzgün bir yolları olmamasına rağmen araba sahibi olma hayalleri kurduran? Olay, TEMA Vakfı’nın, hani şu başında Erozyon Dede olarak adlandırılan Hayrettin Karaca’nın bulunduğu vakfın ‘Erozyonu önlemenin ilk yolu ekonomik olarak insanların kalkınmasını sağlamaktan geçer’ sloganını uygulamaya koymasıyla başlıyor. TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Türkiye’nin erozyona yenik düşmek üzere olan yörelerini tespit etmeye başlamış. Köyler tespit edildikten sonraki aşamada ‘Sizin de bir köyünüz olsun’ diyerek terk etmeye başladıkları köylerine onları geri getirecek projeler hazırlanıp anlatılmış. Köylünün projeye sahip çıkacağını anladığı anda da TEMA uygulamayı başlatmış. Bursa Orhaneli’ndeki Şükriye, İzmit’te İshakçılar, Tahtalı ve Geredeli köyleri ile Bolu’nun Seben ilçesi Kozyaka köyü ilk düşünülen yerler olmuş.

Bolu Seben’deki Kozyaka köyünde 1995 yılında başlatılan Kırsal Kalkınma Amaçlı Proje ilk meyvalarını vermeye başlamış. Tabii, köylüye bu projenin faydalarını anlatmak pek kolay olmamış. TEMA Vakfı muhtarla, muhtar köylülerle defalarca toplanmış, vakıf yetkilileri en az 20 defa gelip gitmiş köye. Muhtar İzzet Demirel, sadece bu konuda 98 köy kararı almış ve 30—32 de köy derneği toplantısı yapmış. Sonuçta Kozyaka köyünden 15 aile ortak bir şekilde TEMA’nın göstereceği projelere katılmaya karar vermiş. TEMA Vakfı, köylülere, önce kilosu 15 bin lira olan arpa ve 20 bin lira olan buğday yerine 90 bin liraya satılan korunga yem bitkisi ile fiğ tohumunu ekmelerini önermiş. Ama, köylüyü caydıracak dedikodular yine eksik olmamış köyde: “TEMA tohumu size ektiriyor, siz çalıştığınızla kalacaksınız, ürünü alıp gidecek.” Ama ekilen yeni bitkilerin köye sağladığı ekonomik fayda görülünce tepkiler de azalmaya başlamış. Köylü projeye daha fazla sahip çıkar olmuş. Ve Kozyaka köyünde ekonomik kalkınma bir bitki ile başlamış.

Fiğ tohumu ve fiğ samanı birinci yıl 1995 yılı fiyatları ile 1 milyar 800 milyon lira ek girdi sağlamış köylüye. İkinci yıl bu gelir 6 milyar 966 milyon liraya yükselmiş. Korunga bitkisinden de 1996’da 6 milyar 336 milyon liralık gelir elde etmiş Kozyaka köylüleri. Böylece 1996 yılında sadece bitki ekiminden 13 milyar liralık bir gelir elde etmiş Kozyakalılar.

Yem bitkisinin köye faydası bununla da kalmamış. Önceki yıllarda bakamadıkları için 12 kilo iken satmak zorunda kaldıkları kuzuları, artık daha uzun süreli besleme imkanı bulmuşlar. Geçen sene 17 kiloya kadar çıkan kuzular bu sene 24 kiloya yükselmiş. Dolayısıyla etten de gelir akmaya başlamış köylüye. Bunun yanında süt gelirini de ilave etmemiz gerekiyor. Et artışından geçen yılki fiyatlarla 2 milyar 400 milyon, süt artışından da 7 milyar 154 milyon lira gelir artışı yakalayan köylünün böylece 96 yılında eline 21 milyar 856 milyon liralık bir ek gelir geçmiş.

Önceki yıllarda hayvanlarına yetecek kadar yemleri olmayan Kozyakalılar, korunga ve fiğ satışından para kazandıkları gibi, ot veriminin artmasıyla bunları depolamaya da başlamışlar. Depolarında 50 ton yem bitkisi birikmiş. TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses’in tanımıyla “Daha önce hayvana yem bulamayanlar, şimdi yem yedirecek hayvan aramaya başlamışlar.” Ve TEMA’dan kredi ile 100 inek istemişler. Bu aşamada devreye Tikveşli girmiş. Tikveşli projeye hem bilimsel destek vermiş hem de sahip çıkmış. Yani sponsor olmuş. Tikveşli köylülere, tanesi 200 milyon liradan süt inekleri verecek. Yerli ırk olduğu için devlet 50 milyon lira sübvanse sağlıyor. Kalan 150 milyon lirayı köylü 8 yılda 1 milyar 400 milyon lira olarak ödeyecek. Ama köylüye 1 milyarlık borç altına girmek çok geldiği için yine bir tereddüt geçirmişler. TEMA yetkilileri, Tikveşli ve köylüler yine toplantı, hesap üstüne hesap yapmış ve nihayetinde muhtarın da katkı ve etkisiyle köylü bu proje için yeniden ikna edilmiş.

Başta aile işletmeciliği olarak düşünen köylü Tikveşli’nin de önerisi ile hayvancılığı topluca bir ortaklık şeklinde yapmaya karar verir. Köylü bu aşamada projeye ineklerin parasını vadeli de olsa vererek katılacak. Para veremeyecek kadar fakir olanların ineklerini ise TEMA örnek olsun diye hibe edecek.

Köydeki gelişmeleri incelemeye gittiğimizde Tikveşli Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Vardarlı da, Kozyaka’da kuracağı 60 ineklik ahır projesini köylülere detayıyla tekrar anlattı. Projeye göre, bütün köylünün inekleri, Fransa’da bir ahır projesi baz alınıp Türkiye şartlarına uyarlanarak hazırlanan ahırda barınacak. Köyden 4—5 kişi burada daimi görevli olacak. Süt bir yere çıkacak, buna karşılık herkes kendi hayvanının giderini kendisi karşılayacak. Kimin hayvanı doğum yaparsa, o hayvan sahibine teslim edilecek. Böylece buradan da bir ek gelir sağlanmış olacak. Köylülere 6 ay sonra hayvanlarını ikiye katlayacaklarını söyleyen Tikveşli Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Vardarlı, onlara “Bankaya olan borçlarınızı ödeyemezseniz, gelin benden alın” sözünü de verince, sıra ahır için ilk kazığın çakılmasına gelmiş. Yeri de belirlenen ahır 1 ay içinde bitirilecek. Vardarlı, 40 bin köyü olan Türkiye’de 4 milyon işletmenin bulunduğuna, bunların da yüzde 95’inin aile işletmesi olduğuna değinerek, alanında ilk örnek olan bu proje hakkında “Bütün köy hayvanlarını bir yere koyacak, bir yerde sağacak, bakacak, yemleyecek ve ürünlerini bir yerde toplayıp değerlendirecek” diyor. Tikveşli, aynı projeyi TESEV’le birlikte 28—29 Mayıs’ta Dıyarbakır’da da örnekleyecek. Muhtar İzzet Demirel, ilk sene kâr beklemediklerini, alacakları bütün parayı yatırıma yönlendireceklerini belirtiyor.

Başlangıçta Bolu’daki 5 köye anlatılan ve üçünün ilgi gösterdiği mera ıslah ve ve kırsal kalkınma projelerine katılmada tek kalan Kozyaka köylülerine diğer köylüler şimdi gıpta ile bakıyorlar. Projenin başarı sağlaması sayesinde 9 aile “Hadi” demeden ‘köyüne geri dönmüş.’ Kendisi de 3 yıl önce köye dönüş yapan muhtar İzzet Demirel’in verdiği bilgilere göre şu anda 92 hane olan köye, 3 aile daha geri dönüş yapacak.

274 kişinin yaşadığı Kozyaka’ya TEMA’nın katkısı bununla sınırlı kalmamış. Korunga ve fiğ çiçekli olduğundan arılar için özlü maddeler barındırıyor. Bu durumun değerlendirilmesi için Seben Belediyesi’nin katkılarıyla köyde arıcılığa da başlanmış.

Bunların yanısıra TEMA’nın 5 ay önce tezgahlarını kurarak ve eğitimini sağlayarak köyde uygulamaya soktuğu halıcılık projesi de hem boş zamanları değerlendirmek için vesile oluyor hem de köylüye yeni kazanç sağlıyor. Halı dokuma için gerekli malzemeyi TEMA Vakfı temin ediyor. Halıları satma işini de Vakıf üstlenecek. TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses “En azından köylüler balık tutmayı öğrenene kadar bunun böyle devam edeceğini” söylüyor. Ümit Bey, vakfın köylerde uyguladığı projeler sonucu elde edilecek doğal ürünlerin satışının yapılabileceği satış noktaları da açacaklarını anlatıyor.

Köyde diğer bir gelişme ve yeni ekim sahası da, ilaç sanayiinde kullanılan soğanlı bitki yetiştirme işi. Tamamen ihraç malı olarak yetiştirilen igla soğanı adı verilen bitkinin kilosu 1 milyon lira. Muhtar İzzet Demirel’in verdiği bilgiye göre, ekili bir tarla şimdiden satılmış, alıcı firma bir tarla daha sipariş vermiş.

TEMA, her evde farklı kazanlar yakılarak enerji israfı olmasın diye köye merkezi bir çamaşırhane kurmuş. Biraz büyükçe bir çamaşır kazanı ile ocaktan oluşan 50 metrekarelik çamaşırhanede kadınlar çamaşırlarını yıkıyor. Hem ağaç, hem enerji, hem de su israfının önüne geçilmiş oluyor böylece. Seben’e 6, Bolu’ya 70 kilometre mesafadaki Kozyaka köyünün 10 öğrencisi var. Ama okulu yok. TEMA’nın bu projeleri uygulamasıyla başlayan köye geri dönüş sürerse belki öğrencisi de artar ve öğretmeni hak eder köy.

Koç, Nergis, Gama sponsor oluyor
TEMA’nın, projelerin uygulanacağı köyleri tespit etmesiyle iş bitmiyor tabii ki. Tikveşli gibi holding veya firmaların projeye maddi destek vererek sponsor olması gerekiyor. Nergis Holding’in patronu Cavit Çağlar’ın dayısı da Bursa Orhaneli’ndeki Şükriye köyüne, hem kızının hem de hanımının adı olması vesilesi ile sponsor olmuş. Eskişehir Valisi de bir köye kaynak sağlayarak bu alanda ilk olma unvanını almış. Bursa Yenişehir Rotary Kulüp de bir köye maddi destek sağlıyor.

Koç Holding ve Gama İnşaat ise TEMA’dan Ankara’da birer köy istemiş, sponsor olmak için. Ama köy nüfusunun çok yaşlı olması yüzünden projelere katılım sağlanamamış. Şimdi Koç ve Gama grubuna Kırıkkale Keskin’de belirlenen üç köyden ikisi önerilecek. Önümüzdeki sonbaharda projeler uygulanmaya başlanacak.

TEMA, sponsor buldukça bu yıl içinde Şanlıurfa—Harran; Ankara—Kirmir Çayı Havzası köyleri; Edirne—Uzunköprü Malkoç köyü, Bursa—Kestel, Babasultan ve Afyon—Çobanlar, Akkoyunlu, Kale köylerinde projeleri uygulamaya başlayacak. Kırsal Kalkınma Amaçlı Projeler’in dışında mera ıslah projeleri de uygulayan TEMA bu amaçla Bergama—Çamavlu; Eskişehir—Seyitgazi, Arslanbeyli; Bolu— Seben, Taşlıyayla ve Edirne—Elçili Mera Islah Projeleri’ni uygulamaya başlamış. Yıl içinde de Antalya—Kumluca; Manisa—Yayla; Diyarbakır—Dicle, Çüngüş; Erzurum—Sütpınar; Isparta—Eğirdir, Serinkent; Kütahya—Tavşanlı Mera Islah Projeleri’ni sponsor buldukça uygulamaya sokacak.

/Cemal A.Kalyoncu-Fikri Türkel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder