Kıtaları birleştiren bir konumda olan ülkemiz yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle rahat ve huzur içerisinde yaşamaya son derece müsait.
Dünyanın birçok bölgesinde insanlar açlık sınırında ya da altında hayat mücadelesi verirken bizim için böyle bir hadiseyle karşı karşıya kalmak söz konusu değil. Yeter ki sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini bilelim.
Kısır çekişmeleri bir tarafa bırakıp imkânları değerlendirdiğimizde nasıl huzurlu bir hayata kavuşacağımızın güzel bir örneği de Bağyüzü köyü. Ayvalık—Bergama sınırında kalan Bağyüzü köyü, bugün Türkiye’nin en zengin köylerinden biri. Bağyüzülüler köylerindeki granit taşlarını işleterek ve fıstık çamlarından fıstık elde ederek önce kendi kendilerine yetmişler, daha sonra tüm ülkeye ve dünyaya fıstık ve granit taşı ihraç etmeye başlamışlar.
Kişi başına yıllık gelir bir milyar
1500 nüfuslu şirin köyde ekonomik sıkıntı yaşanmıyor. Kişi başına yıllık gelir 500 milyonla 1 milyar lira arasında değişiyor. Her yıl 500 tonun üzerinde çam fıstığı elde ediliyor. Türkiye’de fıstık işletmede ikinci büyük fabrikaya sahip Bağyüzülüler Amerikalılar’a bile fıstık yediriyor. Bağyüzü köyü sadece fıstıktan yıllık olarak 6 milyon dolarlık bir ihracat geliri elde ediyor.
Köy muhtarı Doğan Uğurlu, hedeflerinin yeni fabrikalar açmak olduğunu belirtiyor. Uğurlu, “İkinci fıstık fabrikasını yakın zamanda kuracağız. Granit taşı fabrikamızı da genişleteceğiz. Bütün köylüler ürünlerini çam fıstığı işletme fabrikamızda işleyip kendilerine gerekli ücretleri temin ediyorlar. Böylece köylü ürettiği ürünü pazarlamak için bir de pazaryeri aramıyor. Fabrikada işletilen ürünler fabrika aracılığıyla pazarlanıyor. Köyümüzde zor geçinen insan yok. Çoğu insanın özel arabası var” şeklinde konuşuyor.
Muhtar Uğurlu, hitap ettikleri pazarları da “Türkiye başta olmak üzere ABD, Avrupa, Asya ve Uzakdoğu ülkelerine ihracatlarımız var. Sadece fıstık ihracatından yıllık olarak asgari 6 milyon dolar elde ediyoruz” diyerek açıklıyor.
İkinci zenginlik kaynakları ise granit taşı. Yani ekmeklerini taştan çıkarıyor Bağyüzülüler. Köyün taşları dayanıklılığı nedeniyle tercih ediliyor. Özellikle kaldırım yapımında kullanılan granit taşı 50 yıl dayanabiliyor. Yataklardan çıkarılan taşlar köyün çıkışında bulunan taş kesme fabrikasında işlenerek ülke içine olduğu gibi yurtdışına da ihraç ediliyor.
Doğan Uğurlu bu konuda da “Kullanışlı, hoş ve güzel görünümlü ve dayanıklı olduğu için Avrupalı bu taşı tercih ediyor. Kaldırımlarda ve bina merdivenlerinde kullanılıyor. Bizim yeni hedefimiz; Amerika, Avrupa, Asya ve Uzakdoğu ülkelerinin yanısıra yeni bağımsızlıklarını kazanmış Orta Asya cumhuriyetlerine de ihracat yapabilmek. İnşaallah bu da kısa zamanda gerçekleşir” diyor.
Zengin köye zengin muhtar
Zengin köyün muhtarı da zengin olur. Bağyüzü köyü muhtarı Doğan Uğurlu da çoğu muhtarın sahip olamadığı ekonomik imkanlara sahip. Son model Renault Concord otomobilinin yanında dururken, “Görünen köy klavuz istemez” diyor.
Eskiden beri bu nimetler içinde yaşadıklarını belirten Muhtar Uğurlu, “Yıllardır bu köyde yaşıyoruz. Tabii zenginliklerimizde bir değişiklik olmadı. Yıllar boyunca bu zenginlikleri işletemedik. Birkaç yıldır bu işi büyük çaplı yapıyoruz. Yeni fıstık işleme ve granit taşı kesme fabrikaları kurulacak. Ürünlerimiz sadece ülkemizde değil, yurtdışında da talep görüyor. İşte halimiz ortada. Şu anda Türkiye’nin en zengin köyü konumundayız. Halimizden memnunuz. Allah’a şükürler olsun” diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder