6 Aralık 2007 Perşembe

En İyi Korunan Oda




Dört bin yıl kadar önce Osar'ın köyüne soylular geldi. Soylular atlıydı. Dört bin yıl öncesinin ürününden paylarını almaya gelmişlerdi.
- Soylular hep böyle oturarak mı yürürler?

- Evet, onların yerine, oturdukları hayvanlar yürür.

- Adı ne bu hayvanın.?

- At.

Osar böyle öğrendi atın adını.
       - Bizim de atımız olsa istediğimiz yere gideriz.
       - Soylulardan başkası binemez ata.
       - Ben binerim.
       - Böyle konuşman büyük günah.
       - - - - - - - - - -

Anadolu, Anadolu olalı böyle bir fırtına görmedi. Ardından yağmur.
Osar güneşin görünmesiyle birlikte pınara gitti. Köye temiz su götürecekti. Pınarda bekleyen bir at gördü.
       - - - - - - - - - -
        - Bir köylünün ata bindiği nerde görülmüş?
        - Ben söyledim. Büyük günah dedim.
        - Soylular duyarsa tüm köyü başımıza yıkmazlar mı?
        - Osar'ı köyden kovmalı.

Osar bir süre sonra ata soylulardan daha iyi binmeye başladı.
        - Üç tane atımız olsa işlerimizin hepsini yapar.
        - Biz zaten işlerimizin hepsini yapıyoruz.
        - Evet, ama...
        - Sen köylüsün. Ata soylular biner.
        - Ata ben de biniyorum. Demek ki ben de soyluyum.
        - Sen köylüsün, ata binmemelisin.
        - - - - - - - - - -

Osar'ın köyüne atlılar geldi. Yedeklerinde koşumsuz atlar vardı. Fırtınada sarayın atları kaçmış. İz sürüp toplamışlar atları.

        - Atı verin.
        - Burada at yok.
        - İzlerini sürdük, at köye gelmiş.
        - Geldi ama, Osar ata binince köyden kovuldu. Atı da götürdü.

İz sürüldü Osar bulundu. Osar at üzerindeydi, toprağa inmedi. Sürdü atı kaçtı. Soylular kovaladı. Anadolu ormanlıktı o yıllarda. Orman aç bırakmazdı kimseyi. Osar'ı da doyurdu.

Atı, soylu atıydı. Ama üstü başı köylü, konuşması köylü. Hiç bir köye sığınamadı altındaki soylu atıyla.
        - - - - - - - - - -
        - Demek atımı kaçıran sensin.
        - At kendi geldi.
        - Üzerine binmişsin?
        - Bindim.
        - Sen köylüsün. Bir soylunun atına nasıl binersin?
        - Köylülerin atları olsaydı, soylularınkine binmezdim.
         - - - - - - - - - -

Osar büyük taş sarayın zindanına atıldı. Ama Tanrılar bu köylüye çok kızmıştı. Erciyes Dağ'ı kızgın Tanrıların emriyle patladı. Fırlayan taşlar, kızgın lavlar... Büyük sarayın taş duvarları küle döndü.

         - - - - - - - - - -

Arkeologlar beş bin yıl sonra Kültepe kazılarında buldukları Osar'ın kemiklerini, kralın sandılar. Oysa en iyi korunan oda kralın değil mahkûmun odasıydı.

Osar beş bin yıl sonra insanlar tarafından soylu sınıfına kabul edildi. Hem de kral olarak. Oysa o bir ata razıydı.

OSMAN AKALIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder